Çin Dünyanın En Büyük Kredi Veren Ülkesi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile Çin arasında artan gerginlik son dört yıla damgasını vurdu, ancak dünyanın iki büyük ekonomisi bazı konularda anlaşamasa bile bir araya gelmelerini sağlayacak bir dizi ortak çıkara sahip olmaya devam edecekler.

Konuyla ilgili olarak China Daily’den Kevin P. Gallagher’in yazısını paylaşıyoruz. Bu ortak çıkarlar arasında en önemlisi istikrarlı dünya ekonomisi ve istikrarlı küresel iklim. Her iki ülke, içerideki salgından kurtulmada çevreci ve kapsayıcı toparlanma stratejilerini birleştirmeli ve daha sonra iklim dostu küresel toparlanma için küresel bir anlaşmayla çok taraflılığı canlandırmak amacıyla birlikte çalışma davranışlarıyla örnek olma konusunda anlaşmalı.

İki ülke, dünyanın yoksul ülkelerine likidite sağlamak amacıyla Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) Özel Çekme Hakları’nda (SDR) yeni tahsisat belirlenmesini destekleyerek ve yeni kota artırımı yoluyla IMF’nin gücünü artırmada anlaşarak, krizden sonra uluslararası ticaretin yeniden başlamasında anahtar rol oynadı. Başarılı bir iş birliği inşa ederek iki ülke, küresel karbon emisyonlarının istikrara kavuşmasıyla küresel ekonomiyi yoluna koymayı amaçlayan Paris Anlaşması’nı 2015 yılında devreye sokarak, ABD-Çin iklim değişikliği anlaşmasına katıldılar. Dünya şimdi, bizim kalkınma ve iklim hedeflerimize zarar verme tehdidi taşıyan, 2009 yılındaki krizden daha kötü bir krizle karşı karşıya bulunuyor. Koronavirüs salgını, bugüne kadarki en büyük ekonomik daralmalardan birini başlatarak, ekonomik faaliyetleri durma noktasına getirdi.

Salgın ve yangınların olumsuz etkisi

IMF, nisan ayında gelişmekte olan ve gelişmiş ekonomilerin yüzde 2,3 oranında daralabileceğini tahmin ederken, şimdi bu daralmanın yüzde 5,7 oranında olduğu görülüyor. Dünya Bankası tahminlerine göre, 2021 yılında 150 milyondan fazla insan aşırı yoksulluğa itilecek. Bu yıl ikinci en sıcak yıl olarak kayıtlara geçerken, kasırgalar, orman yangınları, kuraklık ekonomileri harap etti ve salgın yüzünden geçim kaynaklarında sıkıntı baş gösterdi. Bütün bu güçlükler, on yıllardır iklim değişikliği ve sürdürülebilir kalkınma konusunda gösterilen çabaları yok edebilecek küresel bir borç krizine yol açıyor.

Çin, salgını hızla kontrol altına alarak, ekonomiyi canlandırmak için büyük bir teşvik paketi açıkladı ve 2060 yılına kadar ekonomisini karbon nötr edeceğini taahhüt ederek örnek oldu. Çin, yoksul ülkelerin bu zor zamanlarla baş edebilmesine destek için SDR’de yeni tahsisatlar belirlenmesi çağrısı yaptı. Çin ayrıca, yoksul ülkelerin borç ödemelerini 2021 yılının ortasına kadar askıya alan G20 Borç Servisini Askıya Alma Girişimi’nin (DSSI) en büyük kreditörü konumunda bulunuyor.

Biden ABD’yi tekrar Paris Anlaşması’na dâhil edecek

ABD Başkanı seçilen Joe Biden, 2009 ve 2015 yılları arasında Çin ile çalıştı. Çin’in sözünü takiben Biden, temiz enerji ve altyapıya dayalı ekonomik toparlanma planı yoluyla 2050 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdünde bulunmuştu. Bunun da ötesinde Biden, görevine resmen başladığında ABD’yi tekrar Paris Anlaşması’na dâhil edeceğini söyledi. Bu cesur kararların hayata geçmesiyle, iki ülke, Covid-19 krizinden çıkmada çevre dostu toparlanmaya doğru küresel bir anlaşmayla çok taraflılığı canlandırmak için ahlaki bir otoriteye sahip olacak. Böyle bir anlaşma dört unsuru kapsamalı.

Bunlardan ilki, iki ülkenin, Çin’in SDR’de yeni tahsisatlar belirlenmesi çağrısı ve IMF’nin temel kaynaklarını genişletmesi konusunda anlaşması gerekiyor. İkincisi, ABD ile Çin’in, gelişmekte olan piyasanın tam değerini düşüren ve borçları askıya almanın ötesine geçen bir küresel borç hafifletme çabasını ilerletmesi lazım. Bu tür bir borç hafifletmesinde, iki taraflı, çok taraflı ve önemli biçimde özel kreditörlere ihtiyaç duyulacak.

Üçüncüsü, Çin ile ABD’nin içerde öncülük edeceği çabalara benzemesi için, bu tür bir küresel anlaşma katılımcı ülkelerden, net sıfır emisyonlarını taahhüt etmesini ve Paris Anlaşması amaçlarıyla kendi yeni buldukları mali olanaklarının uyum sağlamasını isteyecektir.

Bir kazan-kazan senaryosu ortaya çıkabilir

Dördüncüsü, bu çabaları teşvik etmek amacıyla, Çin’in banka politikası, çevre dostu toparlanma çabalarını, ABD’li benzerleri ve Asya Altyapı Yatırım Bankası ile Dünya Bankası gibi önde gelen çok taraflı kalkınma bankalarıyla ortak finanse etmeli.

Bu tür bir yaklaşıma kolayca erişilebilir ve dünya ekonomisi ile ABD-Çin ilişkileri için bir kazan-kazan senaryosu ortaya çıkabilir. Davranışlarıyla örnek olarak ve çok taraflılığı canlandırarak, küresel kalkınma ile iklim amaçlarımıza uyumlu hale getirmek için Covid-19 krizinden daha iyi bir dönüşle dünyayı inşa etmemize yardım edecektir. Ve ABD ile Çin için daha fazlası, ortak çıkarlar konusunda birlikte çalışacak, daha kolayı farklılıklarını çözüme kavuşturacaklar.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.