Covid-19 tedarik zincirinde domino etkisi yapıyor

Çin Renmin Üniversitesi Ulusal Kalkınma ve Strateji Akademisi araştırmacılarından Wang Xiaosong, virüsün ekonomilere yansımasını ‘domino etkisi’ olarak adlandırıyor.

Dünya Bankası’na göre, Çin’in imalat katma değeri, 2018’de dünya toplamının yüzde 28.6’sını oluşturdu. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) 4 Mart’ta açıkladığı raporda da Çin’in küresel ara mal ticaretinde yüzde 20’lik bir paya sahip olduğu belirtildi.

Ancak Çin’de İmalat Sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksi şubat ayında 37.5’e geriledi; bu 2004’ten bu yana kaydedilen en düşük rakam. Endeksin 50’nin üzerinde olması genişleme, 50’nin altına inmesi daralma anlamına geliyor. UNCTAD’a göre, Çin’in arzındaki düşüş, küresel üretimin 50 milyar ABD Doları azalmasına yol açtı.

Wang, “Büyük bir ihracatçı olmanın yanı sıra Çin, aynı zamanda, ABD’den yüksek teknoloji malları, Almanya’dan oto parçaları, Fransa’dan motorlar, Japonya’dan optik cihazlar, Kore Cumhuriyeti’nden yarı iletken ürünler gibi sayısız ara mamul ithal ediyor” diyor.

Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’in toplam ithalat ve ihracatı, 2020’nin ilk iki ayında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9.6 azaldı. İhracat yüzde 15.9 gerilerken, ithalattaki düşüş yüzde 2.4 oldu.

Şanghay Belediyesi Ticaret Komisyonu’nun baş ekonomisti Zhang Guohua’nın 31 Mart’ta kaleme aldığı makalede dikkat çektiği gibi, salgın küresel arz zincirindeki düzenlemeleri daha da ivmelendirebilir ve ulusaşırı şirketler yeni zincirler inşa edebilir.

Örneğin Kore Cumhuriyeti Japonya’nın sanayi ürünlerinin ihracatına kısıtlama getiren tedbirlerinin ardından kilit sınai bileşenlerin üretimini yerelleştireceğini açıkladı. ABD temel bileşenleri Çin’de üretilen 20’ye yakın ilacı takibe aldı ve ilaçta arz zincirini düzenlemek için yerli tedarikçilere yatırım yapılmasını teşvik etmeye çalışıyor. Hindistan da yurt içi kapasiteyi artırarak hammaddede dışa bağımlılığını azaltmayı deniyor.

“Çinli işletmeler, denizaşırı müşteriler ve yabancı sermayeli şirketler yeni alternatifler aradığı için zorluklarla karşılaşabilir ama Çin ekonomisi, dünyanın en eksiksiz sanayi üretim zincirine ve risklerin üstesinden gelmek için en hızlı acil müdahale kapasitesine sahip olduğundan gayet dirençli” diyen Wang, salgının Çin’e üretim zincirini genişleterek ve yeni alternatifler bularak arz zincirinin niteliksel gelişimini hızlandırmak için yeni fırsatlar sağladığını da sözlerine ekledi.

Bağlantıyı korumak istiyorlar

Bazı şirketler bu fırsatı kullanarak arz zincirlerinin Çin’le bağlantısını kesmek istiyor ama bu kolay bir iş değil; karmaşık ve maliyetli olduğu kadar vergi, işgücü, lojistik ve yatırım ortamı gibi bir dizi faktörle ilintili. L’Oreal Group’un başkan ve genel müdürü Jean-Paul Agon’un Xinhua Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada ifade ettiği gibi, “Çin’in üstünlüğü artık sadece bir maliyet meselesinden ibaret değil. Aynı zamanda bir yetenek, yaratıcılık ve yenilik meselesi”.

Denizaşırı şirketler Çin pazarına güvendiğini açıkça ortaya koyuyor. ABD’li kahve devi Starbucks, 13 Mart’ta Çin’in doğusunda bir kahve yenilik parkı inşa etmeyi planladığını ve bu parkın ABD dışındaki en büyük yatırımı olacağını açıkladı. Japon otomobil üreticisi Toyota da Beijing yakınlarındaki Tianjin’de, Çinli ortağıyla birlikte, yeni bir elektrikli araç fabrikası kurmayı planlıyor.

Bir düşünce kuruluşu olan Chunqiu Kalkınma ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün yöneticisi Li Bo, Beijing Review’ya yaptığı değerlendirmede, Kuşak ve Yol’un dijitalleşmesinin küresel arz zincirine üç açıdan fayda sağlayacağını ifade etti.

İlk olarak, sınır ötesi dijital ödemeler, bazı ülkelerin dolar rezervi sınırlı olduğu için, hem alıcılara hem tedarikçilere büyük kolaylık sağlayacak. Dijital para ve blok zinciri teknolojileri gibi mevzuat meselelerinin çözüme kavuşturulması için katılımcı ülkelerin merkez bankalarının bu dijitalleşme sürecine dahil olması gerekiyor.

İkinci olarak, lojistik için bir navigasyon sisteminin benimsenmesi, alıcıların güvenini artırmak ve arz zincirine istikrar kazandırmak açısından önem taşıyor. Üçüncü olarak, 5G’nin gelişmesiyle, küresel işletmelerin iletişim alanında yenilikler yapması gerekecek. Örneğin numune olarak, gerçek nesneler yerine dijital çizimler yollanabilir. Bu da verimliliği ciddi biçimde artıracaktır.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.