- 29 Ağustos 2016
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar
Brezilya, Dünya Kupası’nın ardından 31. Yaz Olimpiyatları’nın ev sahibi olarak dünya medyasının gündeminde. Organizasyon yolsuzluk tartışmaları, güvenlik sorunları ve protestolar eşliğinde başladı. Olimpiyatlarda bazı ülkeler “misafir evleri” ile tanıtım yaptı…
Başlıktaki soruyu kısaca, geriye sadece ziyaretçilerin yaşadığı keyifli saatler kalıyor diye yanıtlayabiliriz. Çünkü Olimpiyatlar düzenleyen ülkenin ekonomisine beklenen oranda olumlu katkı yapmıyor. Meslek büyüğüm Alev Rigel, geçen sayımızda “Sambacılar kâr edecek mi?” başlıklı haberinde bu konuyu ayrıntılı olarak işlemişti.
Aslında Olimpiyatlardan kârlı çıkılmaması sadece Brezilya değil, tüm ev sahibi ülkelerin ortak sorunu. Nitekim 1972 Montreal, 1996 Atlanta, 2000 Sidney, 2004 Atina ve 2008 Pekin Olimpiyatlarına baktığımızda bunların hepsin de ev sahibi ülkenin ekonomik zararının, kazancından büyük olduğunu görüyoruz. Brezilya için şimdilik rakam veremeyen ekonomistler, kısa aralıklarla iki çok önemli sportif etkinliğe ev sahipliği yapmanın ülke ekonomisine net katkısının ancak 2017-2018 yıllarında görülebileceğini söylüyor.
Bu gerçeğe rağmen ülkeler Olimpiyatların organizasyonunu üstlenmek için neden birbiriyle yarışıyor? Bu sorunun yanıtı çok açık: Uluslararası saygınlık için!.. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak, halkın milli duygularının okşanmasına da olumlu etki yapıyor. Ev sahibi ülke, Olimpiyatları bir anlamda ekonomik olarak ne kadar güçlü olduğunu kanıtlamak için bir ‘gösteriş fırsatı’ olarak kullanıyor.
Doluluklar bölgesel
Araştırmalar, Olimpiyatların otel doluluklarına yansımasının da bölgesel temelde kaldığını ortaya koyuyor. Örneğin Sidney Olimpiyat Oyunları sırasında, Sidneyli otelcilerin yüzü gülerken, diğer büyük kentlerde ortalama oda fiyatlarında düşüş görüldü. Melbourne ve Brisbane’de fiyatlar ortalama yüzde 11 ve 10 oranlarında düşerken, doluluk oranları da geriledi.
Olimpiyat döneminde otellerin gelir kalemleri incelendiğinde oda fiyatındaki yüksek karlılığın, yiyecek ve içeceğe yansımadığı görülüyor. Olimpiyatlar boyunca otellerde konaklayanların büyük çoğunluğu odalardaki mini barı ve otelin bünyesindeki restoranları kullanmıyor. Otellerin güvenlik nedeniyle dışarıdan gelen müşteriye kapatılması da yiyecek- içecek gelirinin düşmesine yol açıyor.
Görkemli açılış
İşin ekonomik yararını bir kenara koyduğumuzda, ünlü Maracana Stadyumu’ndaki açılış töreninin son derece görkemli olduğunu söyleyebiliriz. Açılış töreninin teması Brezilyalı gülüşü, sürdürülebilirlik, Amazon ve ‘Gambiarra’ üzerine kuruldu. Çoğu kişi için yeni bir terim olan Gambiarra, dijital teknolojilerle yaratılan interaktif sanat gösterilerini anlatmak için kullanılıyor. 12 samba okulundan 35 bini aşkın profesyonel, “Tanrı Kent” filminin Brezilyalı yönetmeni Fernando Meirelles, Andrucha Waddington ve Daniela Thomas yönetiminde 6 bin farklı kostümle gösteri yaptı.
500 yıl önce ilk Portekizlilerin yağmur ormanlarına ayak basması ‘Yaşamın Başlangıcı’ temasıyla işlendi. Sonrasında ülkede barışçıl insanların şekillendirdiği yaşam ve son olarak küresel ısınma ile çevre sorunlarına dikkat çeken temalar, sanat ve doğaçlama yoluyla anlatıldı. 4 saatlik açılış törenini dünyada üç milyar kişi izledi. Olimpiyatlarda bir ilk de yaşandı. Çeşitli ülkelerden 10 mülteciden oluşan atletler yürüyüş ve yarışmalara ‘Mülteci Takımı’ adıyla katıldı.
Bu arada Rio’nun ciddi anlamda güvenlik sorunu yaşayan şehirlerin başında geldiğini hatırlatmakta yarar var. Kim olursanız olun, hangi görevde olursanız olun burada güvende olduğunuz söylenemez. Nitekim 2016 Olimpiyat Şefi Felipe Seixas bile Marakana’daki açılış töreni sonrası arabasına binmek için yolda yürürken, bıçaklı kişilerin saldırısına uğradı.
Protestoların nedeni
Çeşitlilik ve çelişkiler şehri Rio’, olimpiyat sırasında protestolara da sahne oldu. Halk, olimpiyatlara ayrılan yaklaşık 12 milyar dolarlık bütçenin daha yararlı işlere harcanmasını talep ediyor. Bütçenin Brezilya’nın su kirliliği, ekonomik kriz, kamu açığını azaltmak, kentsel dönüşüm ve ormanların talan edilmesini önleyecek uzun dönemli yeniden yapılanma projelerine harcanması istiyor.
Bu yüzden Brezilya’nın geçici Devlet Başkanı Michel Temer açılışta ıslıkla protesto edildi. Temer ve Brezilya’nın Olimpiyat harcamaları stadyumun dışında da yoğun şekilde protesto edildi. Olimpiyat öncesi, yaklaşık 700 ailenin yaşadığı bir gecekondu mahallesinin (favela) tamamen yıkılıp dev bir otoparka dönüştürülmesi halkın tepkisini çekti. Olimpiyat hazırlıkları çerçevesinde 4 binden fazla ailenin evlerinden zorla tahliye edilmesi de halkın öfkesini arttırıp, sokağın tansiyonunu yükseltti.
Protestolara sadece halk değil, polis, itfaiyeci ve doktorlar da katıldı. Bazı polisler Rio havalimanındaki ziyaretçileri üzerinde “Cehenneme hoş geldiniz” yazılı pankartla karşıladı. Pankartta “Polis ve itfaiyeciler maaşlarını alamıyor, Rio’ya gelenler güvende olmayacak” yazısı vardı. Havalimanı çıkışındaki bir üstgeçitte de “Hoş geldiniz. Bizim burada hastanemiz yok” yazısı dikkat çekti.
Olimpiyat Evleri tanıtım merkezi oldu
Olimpiyat sırasında çeşitli firmaların yanı sıra, 20 ülke ‘Olimpiyat Evi’ olarak adlandırılan misafir evleri açtı. Bu ülkeler arasında ne yazık ki Türkiye’yi göremedik. Misafir evlerinin işlevini, bir hafta ağırlandığımız Avusturya Evi (Austria House) örneğinden anlatmak istiyoruz. Avusturyalı yetkililer misafir evi için, Brezilya’nın köklü takımlarından Botafogo Kulübü’nün 800 metrekarelik merkez binasını kiraladı. Aralarında Garrincha, Didi, Nilton Santos ve Mario Zagollu gibi ünlü futbolcuları yetiştiren Botafogo’nun 8 milyona yakın taraftarı bulunuyor. Burada iki buçuk haftada 30 bine yakın kişinin ağırlanması hedeflendi. Tanıtım merkezi gibi işleyen Avusturya Evi’ne gelenlere ülkenin turistik değerlerinden kültürüne kadar geniş yelpazede tanıtım yapıldı. Ayrıca ülkeye özgü yemekler tattırılıp, özel içkileri sunuldu. Avusturya Ulusal Turizm Ofisi (ANTO) CEO’su Dr. Petra Stolba çeşitli desteklerle hizmete açtıkları Avusturya Evi’nde özenle seçilmiş 26 kişiyi görevlendirdiklerini söylüyor. Olimpiyatların ülke tanıtımı için harika bir fırsat olduğunu vurgulayan Dr. Stolba, “Olimpiyat Evi’ni ilkini 1984’te Saraybosna’da açtık. Yeni bir anlayışla tasarlanan evi de önce 2012’de Londra, sonra 2014’te Soçi’de hizmete açtık. Buraya kanaat önderlerinden siyasilere, gazetecilerden iş insanlarına herkesi davet edip, ülkemizi tanıtıyoruz. Birer uluslararası buluşma noktası haline getirdiğimiz bu evin ülkeye gelecek turist sayısına olumlu etki yapacağına inanıyoruz” diyor.
‘Alttakiler’in tepeden seyrettiği Rio’nun lezzetleri
“Carioca-Karioka” olarak da bilinen Riolular, kafalarına futbol ve trafik dışında hiçbir şeyi takmıyor. Her fırsatta dans edip şarkı söyleyen Riolular, kentin her yanını neşeli hale getiriyor. Rio ‘evsiz’ insanının bol olduğu şehirlerin başında geliyor. Evsizlerle, sadece şehrin ücra köşelerinde değil, lüks otellerin hemen yanı veya karşısındaki caddede bile karşılaşabiliyorsunuz.
Kent nüfusunun dörtte biri “favela” denen tepelere kurulan gecekondularda yaşıyor. Gecekondularda yaşayan yoksullar bile neşeli. Aralarında “Dünyanın hiçbir yerindeki ‘en alttakiler’, bizim gibi şehre tepeden bakma lüksüne sahip değil” diye şakalar yaparak gülüp eğleniyor.
Rio’da Brezilya mutfağının farklı örneklerini tatmak isterseniz lüks villa ve restoranların bulunduğu Santa Teresa’ya mutlaka uğrayın. Tepede güzel bir bahçe içinde bulunan ünlü restoran Aprazivel’de taze zeytin ve fesleğenle servis edilen bambu hurmasının tadına bakın. Ismarlayacağınız ana yemeğin ardından tatlı olarak sunulan fırında pişmiş muz ısmarlamayı da unutmayın. Rio’nun ünlü lokantalarının hepsinde dev şişlere takılıp servis edilen ızgara et yemeği “Churrasco”yu deneyebilirsiniz. Lokantaların büyük bir kısmı yemeğin yanında müşterilere “Feijoada” olarak bilinen güveçte siyah fasulye veriyor. Ünlü sahillerinde yürürken atıştırmalık bir şeyler almak isterseniz bunu karşınıza sıklıkla çıkacak büfelerden edinebilirsiniz. Atıştırmalık olarak “pão de queijo” diye peynirli kek-lokmaları, “pastel” veya “bolinho” diye satılan peynirli veya etli börekleri alabilirsiniz. Bunların yanında Amazon meyvelerinin karışımından hazırlanan Açai’yi deneyebilir, bölgeye özgü guarana gazozu veya kavun büyüklüğünde yeşil renkli olarak satılan hindistancevizini kırdırıp suyunu içebilirsiniz. Hindistan cevizinin suyunu içtikten sonra, kabuğunu kırdırıp içindeki süt beyazı kısmı yemeyi de ihmal etmeyin.
Rakamlarla Olimpiyatlar
- 17 günde 28 dalda 306 spor karşılaşması yapıldı. Olimpiyatlarda 6 bin 225’i erkek, 5 bin 137’si kadın olmak üzere toplam 11 bin 362 sporcu yarıştı.
- Olimpiyatlarda 6 bin 500 görevli tam gün, 45 bin kişi de gönüllü olarak yarı zamanlı hizmet verdi. Yarışmaları 21 bini aşkın medya mensubu izledi.
- 32 mekânda gerçekleştirilen karşılaştırmalara katılan sporcular için günde 60 bin tabak yemek hazırlandı.
- Olimpiyatlara katılan sporcuların en genci 13 yaşındaki Nepalli sırtüstü yüzme sporcusu Gaurika Singh, en yaşlı sporcusu ise binicilikte yarışan 62 yaşındaki Yeni Zelandalı Julie Brougham oldu.
- 7.5 milyon bilet satıldı. Biletlerin fiyatı 5 dolardan başlıyordu. Biletlerin yarıya yakınının ortalama fiyatı ise 30 euro olarak belirlendi.
- Olimpiyatlar için dört yeni metro hattı, 300 kilometrelik 150 yeni yol, toplam 75 bin odalı 72 yeni otel, Olimpiyat köyü/parkı ve dört tünel inşa edildi.
- .Olimpiyatlara sadece atlet Etimoni Timuani ile katılan Tuvalu en küçük takımı oluşturdu. Nauru, Somali, Svaziland, Butan, Liberya ve Moritanya gibi ülkeler de yarışmalara ikişer sporcuyla katıldı.
- İki sponsoru da kadın olan Butan’ı Olimpiyatlarda Katma Karma okçulukta, Lenchu Kunzang ise havalı tüfek yarışmalarında temsil etti.
- Olimpiyatlara en çok sporcuyla katılan ilk beş ülke ise şöyle sıralandı: ABD 556, Brezilya 469, Almanya 424, Avustralya 421 ve Çin 404 kişi.
Yayın yeri ve tarihi: Para Dergisi, 28 Ağustos 2016