ADNAN AKFIRAT: KYG İLE ÇİN’E İHRACATIMIZI ARTIRALIM!

Çin-Türk Öğrenci Birliği’nin (TÖB), Pazar Sohbetleri’nin “21. Yüzyıl’da Yükselen Çin Ekonomisi” başlıklı çevrimiçi toplantısında konuşan Şanghay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Misafir Araştırmacısı Adnan Akfırat “Önümüzdeki beş yılda, Türkiye’nin önceliği Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) kapsamında Çin’e ihracatı artırmak olmalı, trenler dolu gidip gelmeli” dedi.

Pekin TÖB Başkanı Mustafa Altınkaya’nın yönettiği “21. Yüzyıl’da Yükselen Çin Ekonomisi” başlıklı çevrimiçi 5. Toplantısına konuşmacı olarak katılan Şanghay Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi Misafir Araştırmacısı aynı zamanda TUCEM (Türk Çin İktisadi Eşleştirme Merkezi) Başkanı olan Adnan Akfırat, Çin’in uygulamaya koyduğu 14. Beş Yıllık Plan kapsamında ülkede iç pazara dayanan kalkınma stratejisinin ithalatın geliştirmesin zorunlu kıldığına dikkat çekti.

“Çin’de gelişen orta sınıfın daha nitelikli ürün ve hizmet satın alma isteği ithalatı kamçılıyor” diyen Akfırat, “Çin yönetimi bu yolla yerli sanayisini de terbiye ediyor. Türkiye, Kuşak ve Yol Girişimi’nde öncü olmalı ve ticarette aleyhimize olan dengeyi düzeltmeyi hedeflemelidir. Önümüzdeki beş yılda, Türkiye’nin önceliği Çin’e ihracatı artırmak olmalıdır. Trenler dolu gelip, dolu gitmelidir. Çin yatırımını Türkiye’ye çekip, Türkiye’yi bir üretim ve dağıtım üssü yapmalıyız” diye ekledi.

“5 YILLIK PLANLARI İZLEMEDEN ÇİN’İ ANLAYAMAZSINIZ”

Çin’in 14. Kalkınma Planı hakkında bilgiler veren Akfırat “Ülkede beş yıllık hazırlanan bu planları izlemeden Çin’i anlamak mümkün olamaz” dedikten sonra konuyla ilgili şöyle konuştu: “Planın işlevini anlamak için Çin’in rejiminin karakterini anlamak gerekiyor. ÇKP’nin 18. Kongresinde Şi Jinping’in Parti Genel Sekreteri seçilmesiyle birlikte, Parti ve devlet kurumlarında bilimsel sosyalizmin yol göstericiliğine vurgu öne çıktı. ÇKP Merkez Komitesi’nin düzenli toplantılarında ‘Marksist eğitim’ çalışmaları planlanıp, uygulanıyor. ÇKP Siyasi Büro Daimî Komitesi hem Marksist felsefe ve hem de Marksist ekonomi politik konulu eğitim çalışmaları yaptığını duyurdu.”

Çin’in beş yıllık planlarının, ülkenin sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi hedeflerinin belirlendiğini hatırlatan Akfırat, “Beş Yıllık Plan, Çin hükümetinin temel yaklaşımını gösterir. Devlet kurumları, şirketler ve yerel halk hükümetleri bu çerçeve içinde çalışmalarını geliştirirler. Her beş yılda bir, Çin Halk Ulusal Meclisi tarafından kabul edilerek uygulamaya konur. Plan, gelecek beş yıl içinde sürekli değerlendirme ve geliştirmeden geçirilen canlı bir belgedir. Her düzeydeki hükümet birimi, ülke planını kendi bölgesine göre düzenlemekle yükümlüdür. Her yıl, ana belgeye göre yıllık planlar yapılarak uygulanır. 14. Beş Yıllık Plan iki yıllık bir kolektif çalışmanın sonucu ortaya çıktı.”

“MİLYARDERLERİN DEĞİL HALKIN BORUSU ÖTER”

Akfırat, konuşmasının sonunda katılımcılardan gelen “Çin’de milyarder var. Sosyalist ülkede ultra zenginler olur mu?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Çin, Sosyalizmi ilk uygulayan Sovyetler Birliği’nin deneyim ve hatalarından dersler çıkarıp, Çin’e özgü Sosyalizmi uygulamaya koydu. Alibaba’nın kurucusu Jack Ma servetini hızla artırarak dünyanın en zengin insanlarından biri oldu. Çin Komünist Partisi’ndeki (ÇKP) üyeliği devam ediyor. Bu üyelik ona bazı imtiyazlar sağlıyormuş, partinin ilkelerine bağlı kalmak zorunda değilmiş gibi davranmaya başlayınca, ÇKP ona ‘haddini bil’ dedi.

Çin’de biri ne kadar zenginleşirse zenginleşsin devletin sağladığı imkanlardan yararlandırıldığı gibi herkesin kurallara uymak zorunda olduğuna dikkat çeken Akfırat bu konuda şunları söyledi: “Jack Ma, Çin’in en büyük halka arzına hazırlanıyordu. ÇKP yönetimini eleştirmeye başlayınca kendisine çeki-düzen verip konuşmalarına dikkat etmesi istenildi. Çin’de milyarder olması ülkenin Sosyalist olmadığı anlamına gelmez. Çin’de milyarderler olabilir. Ama orada onların değil, halkın borusu öter. Çin’de esas olan halkın refahıdır.”

“ÇKP’NİN YANI SIRA SEKİZ PARTİ DAHA VAR”

Akfırat, bir katılımcının Çin’de Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) dışında bulanan sekiz partinin işlevi ve muhalefet yapıp yapamadığına ilişkin sorusunu yanıtlarken ise şu bilgileri verdi: “Ülkede demokratik partiler olarak adlandırılan sekiz siyasi parti daha var. Bunlar, Çin Guomindang Partisi Devrim Komitesi, Çin Demokrasi Birliği, Çin Demokratik Yapılanma Birliği, Çin Demokrasiyi Geliştirme Birliği, Çin Köylü ve İşçi Demokratik Partisi, Çin Zhigongdang Partisi, Üç Eylül Cemiyeti, Taiwan Demokratik Özerklik Birliği şeklinde sıralanıyor. Bu demokratik partiler, siyasette ÇKP’in liderliğini destekliyorlar. Bu partiler, anayasada belirlenen siyasi özgürlüğe, bağımsız örgütlenme hakkına ve hukuki eşitliğe sahiptirler. ÇKP, demokratik partilerle iş birliğinde ‘uzun vadeli bir arada yaşama, birbirini denetleme, birbirine içten davranma ve kader birliği’ ilkelerini izliyor.”

Çin’in ‘Çift Döngülü’ veya ‘İkili Dolaşım’ diye adlandırılan kalkınma modelini benimsediğini, bu modelin Türk girişimcisinin önüne ne gibi fırsatlar çıkarabileceğini yönelik soruyu yanıtlayan Akfırat şöyle konuştu: “Yeni modele göre, iç pazarın büyütülmesi öncelikli. İç pazardan kuvvet alınarak dış pazarlar değerlendirilecek. Dış pazardaki etki de iç pazarı geliştirmek için kullanılacak. Bu durumda Türkiye, üretim ve dağıtım üstü haline getirilebilir. Özellikle Çin’le yapılacak iş birliği sayesinde Türkiye’ye sempati duyan Afrika’ya Türk ürünlerinin ihracatı artabilir. Türkiye’nin üretim üssü haline gelmesi, Avrupa, komşu ülkeler, Batı Asya ülkeleri ve Kuzey Afrika’daki etkinliğini arttıracaktır.”

Akfırat sözlerini “Türkiye, salgında büyümesini sürdüren nadir ülkelerden biri oldu. Asya yüzyılında Türkiye, Avrasya’da öncü konum üstlenip, kalkınmasını geliştirip çağdaşlaşmasını hızlandıracak. Araştırma kurumları 2030’da Türkiye’nin ilk beş ekonomi arasına gireceğini hesaplıyor. Türkiye’ye güvenelim!” diye noktalarken, Pekin TÖB Başkanı Mustafa Altınkaya, seri toplantılarının ilk bölümünü başarıyla tamamladıklarını, ikinci bölüm için çalışmalara başladıklarını açıkladı.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.