YOKSULLUĞU AZALTMA STRATEJİSİNİN KUÇA ÖRNEĞİ

Kuça’nın adını pek kimse duymamış olabilir ama gerçek şu ki Xinjiang’ın hemen dışındaki bu bölge, çaba, emek ve vizyonun bir araya getirilmesiyle neler başarılabileceğinin bir örneği.

(MAGDALENA ROJAS /China Today)—Aksu ili, Xinjiang’ın kuzeybatı sınırında yer alıyor; Tarım Havzası’nın ve Taklamakan Çölü’nün bir bölümünün yanı başında Tianshan Dağları (Tanrı Dağları) yükseliyor. Bu sarp ve ücra yerde 2.5 milyon insan yaşıyor. Nikaragua ya da Yunanistan gibi ülkelere yakın büyüklükte yüzölçümüne sahip Aksu’ya bağlı bölgelerden biri olan Kuça, son yıllarda yoksullukla mücadelede izlenen ulusal stratejinin başarılı bir örneği haline geldi.

Beş yıl önce Çin Cumhurbaşkanı Şi Jinping, mutlak yoksulluğu 2020’ye kadar ortadan kaldırma sözü verdi. Covid-19 salgınının sağlık ve ekonomide yol açtığı krizin beraberinde getirdiği zorluklara rağmen hükümet vaadini yerine getirdi—2012’de yoksul sınıflandırmasına dahil edilen 3 bin bölgeden kalan son 832 bölgenin de yoksulluk eşiğini aştığı açıklandı.

22 Kasım 2020’de düzenlenen 15. G20 Zirvesi’nin İkinci Oturumu’nda, Çinli lider halkının refahı için çalışmaya devam etme taahhüt ve kararlılığını yineledi. “Reform ve Dışa Açılma’dan bu yana geçen 40 yılda Çin’de 700 milyondan fazla insan yoksulluktan kurtarıldı; bu da dünya genelinde yoksulluğun azaltılmasına yüzde 70’in üzerinde katkı sağladı” diyen Şi sözlerini şöyle tamamladı: “Yoksulluktan arındırılmış, ortak kalkınmanın hayata geçtiği daha iyi bir dünya inşa etmek için diğer ülkelerle birlikte çalışmaya hazırız.”

Çin, bu hedeflere ulaşmak için çoklu stratejiler kullandı, doğudaki eyalet ve şehirleri batıdakilerle eşleştirmek, teknolojik yenilikler, yerel sanayileri ve tarımı geliştirmek, yaşanması zor yerlerdeki toplulukları yeniden yerleştirmek gibi. Kuça’da bu doğrultuda sarf edilen çabalar, merkezi yönetim ve yerel yönetimler kadar olağanüstü bir gayret ve çalışmayla ilerleme kat etmeyi başaran sivil toplumun azim ve kararlılığının açık bir örneğiydi.

YEREL GİRİŞİMLER

Küçük sokağın sonunda Adile Ablet’in atölye ve dükkanı bulunuyor. Bizi içten bir tebessümle karşılayan Adelai, yaptığı işin nasıl ortaya çıktığını özenle anlatıyor. Ailesinin karşı çıkmasına karşın Uygur etnik azınlığından gelen Adelai, Beijing’deki Moda Teknoloji Enstitüsü’ne kayıt olmaya karar verdi ve burada giysi tasarlamayı ve imal etmeyi öğrendi.

2018’de yerel ekonomiye katkıda bulunmak amacıyla memleketinde bir atölye kuran Adelai’nin şu anda iş yerinde istihdam ettiği 40 kadın, her ay, şapkadan küçük keselere, elbiseden süs eşyalarına kadar 2 bin ile 3 bin parçalık bir üretim gerçekleştiriyor. Düğünler ve diğer kutlamalar genellikle yaz aylarında yapıldığı için bu dönemde Adelai’ın atölyesine gelen siparişler 5 bin parçayı buluyor.

Adile Ablet, yerel yetkililerin desteği olmasaydı bu işi kurmakta çok daha fazla zorlanacağını söylüyor. Yerel yönetim liderleri, atölyesi için ihtiyaç duyduğu yeri ve dikiş makinalarını Adelai’ye ücretsiz tedarik etmiş. Ayrıca Haziran 2020’de çektiği 100 bin yuan tutarındaki faizsiz krediyle Adelai, hem salgının yarattığı engelleri aşmış hem de bir haftalık bir eğitim kursu düzenlemiş. “Xinjiang benim gibi genç girişimcilerin gelişimine büyük bir özenle yaklaşıyor” diyen Adelai’ın planları bununla bitmiyor. 2021 işini büyütmeyi planlıyor.

Adile Ablet’in iş yerinin hemen karşısında el yapımı bakır ve bronz eşyalar satan bir atölye bulunuyor. Atölyenin başındaki kişi bir Uygur; özenle işlediği girift tasarımlar yüzünden sattığı ürünlerin bazılarının tamamlanmasının saatler, hatta günler aldığını belirtiyor. Yüzlerce yıldır kuşaktan kuşağa aktarılan Kuça ve Xinjiang’ın çeşitli bölgelerine özgü bu zanaat, bir manevi kültür mirası olarak kabul ediliyor.

KALİTELİ EĞİTİM

BM Genel Kurulu’nun Eylül 2015’te benimsediği 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nde eğitim yoksulluğun ortadan kaldırılması için odaklanılması gereken başlıca alanlardan biri olarak tanımlanıyor. Geçmiş deneyimlerin açıkça ortaya koyduğu gibi, okuryazarlık, daha iyi eğitim imkanları ve eğitim süresinin uzaması, insanların yaşamına ciddi parasal getiriler sağlayarak daha iyi sağlık hizmetlerine, konutlara ve diğer maddi şartlara erişimlerini kolaylaştırıyor. Geride kalmak istemeyen Kuça da bu girişime katıldı ve yaygın bir deyişle “yarının liderleri olacak” çocukların eğitimine muazzam kaynaklar ayırdı.

Kuça’daki Yangming İlkokulu, akademik başarı ve şehirler arası işbirliği için mükemmel bir örnek. Konforlu derslikler ve en yeni teknolojiyle donatılmış bu okulun 24 sınıfında toplam 800 öğrenci eğitim görüyor.

Okulun müdürü Wang Huajun, antik Çinli felsefeci ve alim Wang Yangming’in adını taşıyan kampüste bulunan tesisleri bize gezdirirken, okulun Kuça ile eşleştirilen Zhejiang eyaletine bağlı Ningbo kentinin sağladığı kaynakların yanı sıra kar amaçsız kuruluşlar ve yerel yönetimin katkılarıyla inşa edildiğini anlatıyor. Bu girişim sayesinde Kuça ve Ningbo’daki öğrenciler arasında karşılıklı işbirliğini ve anlayışı geliştirecek sayısız akademik etkileşim gerçekleştirilmiş.

Günümüzde Yangming İlkokulu’nda Ningbo’dan gelen 12 öğretmen çalışıyor. Kısa bir süre önce, 500 bin yuanlık bir harcamayla okulun içinde Wang Yangming onuruna özel bir salon inşa edilmiş. Wang Yangming’in eğitime verdiği önemin bir yansıması olarak, öğrenciler okulda yürütülen müfredat dışı etkinlikler kapsamında satranç, kaligrafi, resim ve guzheng—telli geleneksel Çin çalgısı—dersleri alabiliyor.

SOSYAL UYUM

Tuanjie köyü, yüzden fazla demiryolu işçisinin bölgeye yerleşmesiyle 1959 yılında kuruldu. O günden bu yana kayda değer bir büyüme sergileyen köy, Uygur, Han, Kazak, Hui ve Zhuang kökenli insanların barış içinde bir arada yaşadığı bir sosyal uyum örneği haline geldi. Köyün parti sekreteri Sun Zhibao bu sürece bizzat tanıklık etti. Sun daha çocukken ailesi üç yaşında yetim kalan Ahmet Geli’yi evlat edindi. Sun, Ahmet’den “Uygur kardeşim” diye bahsediyor; ebeveynleri de daha ilk günden Ahmet’i ailenin yeni bir üyesi olarak kabul etmiş. Ahmet, kendisini evlat edinen annesi Wang Fuqiang’in evinin oturma odasında, çocukluk günlerini ve Han ailesinin kendisine gösterdiği koşulsuz sevgiyi anlatırken gözle görülür bir şekilde duygulanıyor.

Ahmet Geli bugün kamyon şöförü olarak çalışıyor ve 4 bin yuanı bulan aylık geliri eşi ve çocuklarıyla birlikte konforlu bir hayat sürmesine yetiyor. Sun Zhibao köyün zaman içinde kaydettiği ilerlemeden büyük gurur duyuyor. Şu anda bin 847 kişinin yaşadığı köy, Ningbo şehrine bağlı Tengtou ile eşleştirilmiş. Köyün yönetimini üstlenen dokuz lider ve beş kişi, aynı zamanda yoksulluğu azaltma komitesinin üyeleri. Köyde kişi başına düşen yıllık gelir 16 bin yuan; bu rakam 2010 fiyat endeksine göre 2 bin 300 yuan olarak belirlenen aşırı yoksulluk sınırının neredeyse yedi katı.

“Hedefimiz, Tuanjie’yi entegrasyonda örnek bir köy haline getirmek” diyor Sun ve ekliyor: “Köyde kurulduğu günden bu yana geçen 60 yılda farklı etnik gruplar uyum içinde bir arada yaşadı ve birbirini destekledi.”

Bütün bunlar, Çin’in devlet politikası olarak yürüttüğü yoksullukla mücadelenin parçası olan binlerce örnekten sadece bir kaçı. Hala yapılacak çok şey var, özellikle kentsel ve kırsal alanlar arasındaki farkın kapatılmasında ama şu ana dek elde edilen başarılar da hükümetin insanların mutluluk ve refahına kesin bağlılığının somut bir ispatı. Çin Komünist Partisi, 2035 programı dahilinde, bugün itibarıyla 400 milyona yakın insanı kapsayan orta gelir grubunu kayda değer ölçüde büyütmeyi ve bu sayede ülkenin ve insanlığın refahı doğrultusundaki ilerleyişini sürdürmeyi amaçlıyor.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.