CLOUDSCAPE, HAINAN’NIN KÜLTÜREL DÖNÜM NOKTASI OLDU
- 20 Haziran 2021
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar

Çin’in ada eyaleti Hainan’nın Haikou kentine MAD Mimarlık tarafından özel olarak tasarlanan Cloudscape, turistik adanın kültürel haritaya da eklenmesine yol açtı.
(jingculturecommerce.com)–MAD Mimarlık tasarım ekibi Hainan’ın kuzey kıyısını ilk kez ziyaret ettiğinde bir şeylerin eksik olduğunu fark etti. Sahil şeridinin giriş noktasına, onu buradaki sayısız kum tanelerinden ayırt edecek bir bina tasarlamaya karar verdiler.
Mimarlar, Çin’in en güney eyaletinin başkenti Haikou’ya yeni bir bina tasarlarken, kendine özgü bir yapıyı ortaya çıkarmak için çok cesur davrandılar. Bu konuda onlara sınırsız özgürlük tanındı.
ADANIN EKONOMİSİ CANLANIYOR
Adanın GSYİH’sı 2013 ile 2020 arasında ikiye katlandı. Hainan’ın serbest ticaret bölgesi ve serbest liman bölgesi olarak belirlenmesi, yerli-yabancı tüm yatırımcıları hareketlendirdi.
Yerel yetkililer, tropikal iklimi, bozulmamış plajları ve gümrüksüz alışverişi tamamlamak için kültürel simge yapıların inşasını hızlandırıyor. Bu kültürel yapılar da Hainan ekonomisinin temelini oluşturan turizm endüstrisini destekliyor.
Adanın 32 KM’lik sahil şeridi üstünde, çeşitli mimarlar tarafından tasarlanmış 16 kültür merkezi bulunuyor. Bunlara eklenen Beijing merkezli MAD Mimarlık tarafından tasarlanan yeni bina, kamuya açık bir kütüphane ve karma kullanım olanaklarına sahip bir yapı.
Yapı, denizden fırlamış ponza taşı sanki rüzgarla yumuşatılarak beyaza bürünmüş gibi bir his yaratıyor. Cloudscape geniş kesiklerle bezenmiş gibi tasarlandı. Gerek yerel hal gerekse de adanın ziyaretçileri, Haikou’nun yeni kültürel simgesi haline gelen Cloudscape’a gelip, burada bir yandan kitaplarını okuyor, öbür yandan deniz manzaralı kafesinde içeceklerini yudumluyor.
ADANIN ‘EKSİĞİ’ TAMAMLANDI
MAD Mimarlık kurucusu ortağı Ma Yansong, her mimarın tasarım hakkında farklı görüşlere sahip olduğunu hatırlattıktan sonra projeyle ilgili olarak Jing Culture şu bilgileri verdi: “Bizler daha çok duyguya güveniriz. Tasarım, özellikle konum, çevre ve mimarın o andaki tepkisine göre oluşuyor. Nitekim tasarım ekibimiz denizi ilk gördüğünde, ‘bir şey eksik’ duygusuna kapıldı. Bu histen hareketle, yeni bir başlangıç yolculuğunu başlatmaya karar verdiler.”
Binanın gündelik boyutları ve duyguları geride bırakıp, bilinmeyenin hayal gücünün ortaya çıkaran ‘insanları özümseyen’ bir kanal olduğuna dikkat çeken Ma açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Binanın içi ve dışı, akıcı form oluşturmak için betondan yapıldı. Binanın dairesel açıklıkları, vahşi yaşam veya denizler tarafından açılan delikleri andırıyor. Mimari ile doğa arasındaki sınırı bulanıklaştırıyor.
Açıklıkların değişen boyutları, doğal ışığın içeriye girmesine izin verip, binayı soğutmak için doğal bir havalandırma etkisi yaratıyor. İnsanlar deliklerden zaman ve mekanın geçişi boyunca tanıdık bir dünyaya bakıyormuş gibi, gökyüzü ve denizi gözlemliyor. Atmosferlerin bu katmanlaşması ve insanlarla mekan arasındaki çarpışma, yaşayan bir ritüel duygusu yaratıyor.
Bina, insanların günlük hayatlarının bir parçası yapmak istedikleri bir kentsel alan haline geliyor. Birçok ziyaretçinin burada mimari, sanat ve doğanın yakınlaşmasını hissetmeye geldiğini ve burada hayattaki maneviyat ve ritüel duygusunun tadını çıkardığını görmekten mutluyuz. Açıklıkların değişen boyutları, içeriye doğal ışığın girmesine izin verip, Haikou’nun yıl boyunca sıcak ikliminde binayı soğutmaya yardımcı oluyor.”