BİR BARDAK ÇAY İSTER MİSİNİZ?
- 17 Temmuz 2021
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar

Jamyang Lotan, 76 yaşındaki annesine Tibet çayı hazırlamak için her sabah erkenden kalkıyor. Bu, neredeyse yüz yıldır aile içinde devam eden bir gelenek. İşte Tibetli çay üreticisinin lezzetli yayla ürününün hikayesi…
(MA LI /CHINA TODAY TÜRKİYE)—Tibet çayı, Tibetliler’in temel içeceği. Yüksek rakımda yaşadıkları ve bundan ötürü daha düşük seviyede oksijenle yetinmek zorunda kaldıkları için yağ ve şeker açısından zengin bir diyete ihtiyaçları var. Fermente Tibet çayı, yağın sindirilmesine yardımcı oluyor ve metabolik dengenin korunmasını sağlıyor.
Ancak çay Tibet gibi yüksek rakımlı bölgelerde yetişmiyor ve sadece platodan uzak daha aşağıdaki bölgelerden ithal edilebiliyor. Bundan ötürü çay yüzlerce yıldır Tibet Özerk Bölgesi ile Çin’in geri kalanı arasında bir köprü vazifesi görüyor.
Jamyang Lotan’ın ailesinin Tibet çayı ile güçlü bir bağı var. Lotan’ın gerek babası gerek büyükbabası geçimini çay ticaretinden sağlıyordu. Çin’in güneydoğusundaki Sichuan eyaletine bağlı Ya’an, Tibet’e komşu bir bölge ve uzun zamandır Tibet’in başlıca çay kaynağı. 1990’ların sonlarında bazı çay şirketleri körü körüne kar peşinde koşarken Tibet çayının kalitesi bundan olumsuz etkilendi. Bunun üzerine Lotan’ın babası Ya’an’da kendi çay fabrikasını kurmaya ve ürünün kalitesini korumak için kendi çay markasını yaratmaya karar verdi.
Ailedeki herkes bunun çılgınca bir fikir olduğunu düşünse de Lotan’ın babası bütün tasarruflarını bankadan çekti ve hatta eş dosttan da 8 milyon yuan (1.29 milyon dolar) borç aldı. 2000 yılında fabrikayı kurdu. O dönemde Lotan, Lhasa Tütün Tekeli Bürosu’nda çalışıyordu ve bir gün Tibet çayı işine gireceği aklının ucundan bile geçmiyordu.
Fabrika kısa sürede faaliyete geçti ve işler hızla gelişmeye başladı. Geleneksel Tibet çayının yanı sıra çay tozu ve Tibet şeker çayı gibi Ya’an için yeni ürünler geliştirdiler. Lotan babasının şirketi yönetme ve yenilikçi fikirler geliştirme yeteneğini büyük bir hayranlıkla izliyordu. Sağlığı uzun süredir bozuk olan Lotan, Ya’an’a gitti ve bir ay burada kaldı.
Ya’an’ın nemli ve yumuşak iklimi Lotan’ın sağlığına kavuşmasını sağladı ve o da sonunda buraya yerleşmeye karar verdi. Lotan’ın babası, oğlunun geri dönmesinden çok memnundu; fabrikayı ona vermek istedi. “Babam fabrikayı yönetmek için çok yaşlı olduğunu söyledi ve Ya’an’da kalmak sağlığıma da iyi geliyordu” diyen Lotan sonunda aile işinin başına geçti ve yeni hayatına büyük bir hevesle başladı.
YAPRAKLARI YEŞERTMEK

2005’ten bu yana Lhasa turistler için gözde bir destinasyon haline geldi ve şehre gelen yabancılar hazır Tibet çayı tozuna büyük ilgi gösteriyor. Lotan bunu fark etti ve bir dizi Tibet çayı tozu geliştirmeye başladı; bunların arasında Yak tereyağı çay tozu ve Tibet şeker çay tozu da bulunuyordu. Bu süreçte fabrikanın ürün sayısı parmakla sayılabilirken zaman içinde düzinelere ulaştı.
20007’de hazır çay tozunu sadece turistler aldığı ve yerel Tibet halkı çay demleme alışkanlığını sürdürdüğü için fabrika mali sıkıntı yaşamaya başladı. Bu arada başka çay fabrikaları da çay tozu pazarındaki karı görüp bu alana girdi. Piyasayı birbirine benzeyen çok sayıda ürün doldurdu ama büyük bir bölümünün kalitesi çok düşüktü. Bu da Tibet çay pazarında ciddi bir düzensizliğe yol açtı. “Şirket açısından en kötü zamanlardan biriydi” diye anlatıyor o günleri Lotan. O dönemde Lotan’ın eşi ilk çocuklarını dünyaya getirmişti ve Lotan’ın Lhasa’daki evlerinde kalması gerekiyordu. Lotan, Ya’an’daki şirket ve fabrikayı elden çıkarmayı bile düşündü. Zor günlerden sonra tırmanış Lotan, “O zaman vazgeçseydim, babamın daha önceki bütün çabaları boşa gidecekti. Ailenin en büyük oğlu olarak, ne kadar zor olursa olsun işi sürdürmeye karar verdim” diyor.
YENİ BİR KAPI AÇILDI
Ya’an yerel yönetimi, Tibet çayı şirketlerini desteklemek amacıyla Lotan gibi girişimcilere profesyonel yardım sağlayacak uzmanlarla bağlantıya geçti. Lotan, Sichuan Tarım Üniversitesi’nden kıdemli iki profesörle tanıştı. Lotan’ın fabrikasını ve çay ürünlerini inceleyen profesörler, Lotan’a fabrikanın makina aksamını modernleştirmesini ve düşük florlu çay üretimine yönelmesini önerdi.
Bu öneriler Lotan’ın önünde yeni bir kapının açılmasını sağladı. Piyasadaki Tibet çaylarının pek çoğu yüksek miktarda flor içeriyordu ve bu insan sağlığına zararlı bir maddeydi; özellikle de kemik erimesinden mustarip yaşlılar için. Profesörlerin önerilerine kulak verme kararı alan ve bu kararı babası tarafından da desteklenen Lotan, “Bu fabrikayı açma amacımız, tüketicilere güvenli çay sunmak” diyor.
Bu, fabrikanın baştan aşağı yenilenmesi anlamına geliyordu. Kaliteli ve düşük florlu Tibet çayı üretmek için yeni makinalara, teknolojiye ve marka tanıtımına ciddi yatırım yapmak gerekiyordu. “Onu fabrikayı satmaya ve başka bir iş alanına yönelmeye ikna etmeye çalıştım ama o vazgeçmedi” diye anlatıyor o günleri Lotan’ın eşi.
Lotan tam yeni ürün imalatına girişecekken yaşanan bir dizi kaza neredeyse her şeyi mahvediyordu. 2007 sonu ile 2008 başı arasında fabrikada üç kez yangın çıktı ve 12 Mayıs’ta Sichuan eyaletindeki Wenchuan’ı vuran deprem fabrikayı neredeyse yerle bir ediyordu. Bunlar Lotan için çok zor günlerdi ama bu sefer bütün aile üyeleri ona destek oldu ve Ya’an yerel yönetimi, vergi muafiyeti de dahil olmak üzere çeşitli tercihli politikalarla durumu kolaylaştırdı. Fabrikada işler kısa sürede yoluna girdi.
“Bana devam etme cesaretini veren Ya’an ve Lhasa oldu. Ya’an ve Lhasa’nın ardında da büyük ülkemiz bulunuyordu” diyor Lotan. Yıllar süren çabanın ardından bugün Lotan’ın düşük florlu çayı ve turistleri hedef alan diğer ürünleri, Lhasa pazarının neredeyse yüzde 50’sini oluşturuyor. Tibet halkı ve ülkenin başka yerlerindeki çay tiryakileri de yavaş yavaş düşük florlu çaya yöneliyor. “2007’den bu yana sekiz yıldır çay üretiyorum. Babam bana iyi çay yapmayı ve iyi bir insan olmayı öğretti. Bunu hayatım boyunca aklımdan çıkarmayacağım” diyor Lotan.