Ankara’da gençler Kung Fu ile Çin’e açılıyor

ANKARA, 24 Aralık (Xinhua) — Ankara’nın Söğütözü mahallesinde yer alan Kung Fu ve Wushu Akademisi’nde yalnızca sporcuların yumruk ve tekmelerinin sesi değil, adeta gençlerin Çin kültürü merakı da yankılanıyor. Ankara’daki bir Kung Fu akademisinde öğrencisine bir Wing Chun tekniği gösteren Kung Fu ustası, 22 Aralık 2025. (Fotoğraf: Mustafa Kaya/Xinhua)

Farklı yaşlardaki sporcular, disiplin ve sabrın hakim olduğu salonda binlerce yıllık bir geleneğin parçası olmanın bilinciyle antrenman yapıyor. Türkiye’de gençler arasında Çin dövüş sanatlarına artan ilgi, bu akademide somut bir kültürel köprüye dönüşmüş durumda.

Akademinin eğitmenlerinden Mustafa Coşkun, 17 yıldır aralıksız bu alanda eğitmenlik yapıyor. Coşkun, “2009 yılında başladım. Biz ilk Bruce Lee ile başladık. Onu izledik. Çocukluk hayranlığı ile başladık. O zamanlar çok bilinmiyordu” diyerek eğitmenlik sürecinin nasıl şekillendiğini anlatıyor.

Coşkun, geçmişte Kung Fu’yu anlatırken zorlandıklarını, bugün ise bu sanatın yaygınlaşmasının, kendisi için büyük gurur kaynağı olduğunu vurguluyor.

Ankara’daki bir Kung Fu akademisinde öğrencilerine Wing Chun tekniklerini gösteren Kung Fu ustası, 22 Aralık 2025. (Fotoğraf: Mustafa Kaya/Xinhua)

Coşkun’a göre Kung Fu yalnızca bir dövüş sanatı değil, aynı zamanda güçlü bir yaşam felsefesi. “Kung Fu’nun çok güzel bir felsefesi var. Biz burada Kung Fu yapıyoruz diye sürekli kavga etmiyoruz. Kendini korumayı öğretiyor, yanında ciddi bir felsefesi var” diyen Coşkun, özellikle “su felsefesine” dikkat çekiyor.

Suyun engeller karşısında yeni yollar bulmasını örnek gösteren eğitmen, bunun günlük hayatta da çözüm odaklı olmayı öğrettiğini söylüyor. Coşkun, neredeyse 5.000 yıllık bir geçmişe sahip olan bu sanatın, 7 yaşındaki bir çocukla 60 yaşındaki bir yetişkini aynı salonda buluşturabilmesinin de altını çiziyor.

Çin ile kurulan bağ, akademide yalnızca teoride kalmıyor. Coşkun, “Çok ciddi bir kültür alışverişi var. Bizim buradan Çin’e giden çok fazla sporcumuz var, antrenörümüz var” diyerek karşılıklı bilgi alışverişine işaret ediyor.

Kendisinin de uzun süredir Çin’e gitmeyi planladığını belirten Coşkun, bu sporun Türk kültürü ile Çin kültürü arasında bir yakınlaşma sağladığını ifade ediyor. Coşkun, “Biz Türkler bu branşa cidden ama cidden yönelmiş durumdayız” diyerek net bir mesaj veriyor.

41 yaşındaki Kung Fu eğitmeni Ertaç Sevinç de son 15 yılda Türkiye’de bu sporun gelişimine birçok kişinin katkı sunduğunu söylüyor. Kung Fu’nun dünyaya tanıtımında Bruce Lee ve Ip Man filmlerinin belirleyici rol oynadığını ifade eden Sevinç, kendilerinin de bu filmlerle büyüdüğünü ve Kung Fu’ya ilgi duyduklarını anlatıyor.

Çin’in bu alanda dünyaya büyük katkı sağladığını belirten Sevinç, “Geleneksel Kung Fu’nun kökenine inmek istiyoruz. Hedefimiz oradaki ileri seviye ustalardan eğitim almak” sözleriyle Çin’e duyulan ilgiyi dile getiriyor.

Sevinç’e göre Türkiye ile Çin arasındaki kültürel benzerlikler de bu ilgiyi güçlendiriyor. “İki ülke de ataerkil, geleneklerine çok bağlı. Büyüğe saygı konusunda da birbirlerine çok benziyorlar” diyen Sevinç, bu benzerliğin spor aracılığıyla daha görünür hale geldiğini düşünüyor.

Ankara’da bir Kung Fu akademisinde Wing Chun antrenmanı yapan kişiler görülüyor, 22 Aralık 2025. (Fotoğraf: Mustafa Kaya/Xinhua)

Akademinin genç sporcularından 21 yaşındaki yazılım mühendisliği öğrencisi Bekir Berk Yıldırım ise Kung Fu ile tanışmasını “garip bir hikaye” diye tanımlıyor.

Yıldırım, Kung Fu sporuna ortaokuldayken annesinin yönlendirmesiyle başlamış. Pandemi sürecine rağmen üç yılı aşkın süredir bu spora devam ettiğini söyleyen Yıldırım, Kung Fu’nun Çin’in dövüş sanatlarının atası olduğunu bildiğini de ifade ediyor.

Filmler aracılığıyla Çin mimarisini ve kültürünü tanıdığını belirten Yıldırım, “Çin’i ziyaret etmek, sporları yerinde görmek efsane olurdu” diyerek bu merakın nasıl bir hayale dönüştüğünü anlatıyor. Ankara’daki bu salonda Kung Fu ve Wushu yalnızca bir spor dalı olarak değil, gençlerin Çin’i tanıması, Çin’e merak duyması ve iki kültür arasında kalıcı bir bağ kurmasına vesile olan canlı bir köprü işleviyle de yaşatılıyor.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.