Paris’te yaşayan ve çalışan Belçikalı ressam Philippe Herman Dequesne, 1954’te Brüksel’de dünyaya geldi. Mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra 15 yıl bir mimarlık firmasında çalıştı ve 1996’da bu işinden ayrılarak resim yapmaya başladı.

Dequesne , 30 yıl önce, Fransa Sanat ve Edebiyat Şövalyelik Nişanı sahibi ünlü Fransız ressam Rémy Aron ile tanıştı ve onun öğrencisi oldu. Bugün, benzersiz tarzıyla, natürmortlar, doğa manzaraları, iç mekanlar ve deniz manzaraları resmetmeyi sürdürüyor. Son 20 yılda Dequesne’in eserleri Fransa, Belçika ve ABD’nin ardından son olarak Çin’de sergilendi.

Son üç yılda sergi açmak için üç kez Çin’e gelen Dequesne, bu seyahatlerin dünyaya bakışını, dolayısıyla sanatsal yaratıcılığını derinden etkilediğini söylüyor: “Paris’e döndüğümden beri gördüklerimi resmetmeyi sürdürüyorum ama çalışmalarıma, Çinli dostlarım gibi, biraz şiirsellik de katıyorum.”

Philippe Herman Dequesne geleneksel Çin mürekkep resmiyle ilgileniyor.

Dequesne, Mart 2018’de dokuz Çinli ve dokuz Fransız sanatçıyı bir araya getiren “Resim ve Doğa: Paris Wenzhou’yla Buluştuğunda” etkinliği kapsamında ilk kez Çin’in güneyindeki Wenzhou şehrine gitti. Bu etkinliğin düzenlenmesine öncülük yapanlar, Zhou Jianpeng ve Fransız Plastik Sanatlar Derneği’nin başkanı Rémy Aron’du.

Gelişmiş bir ekonominin yanısıra zengin doğal ve kültürel kaynaklara sahip Zhejiang eyaletinin büyük şehirleri arasında yer alan Wenzhou’da iki ülkenin sanatçıları tematik sergiler, akademik temaslar ve yerel manzaraların ilham verdiği resim çalışmalarıyla dolu iki yoğun hafta geçirdi.

Dequesne, “Wenzhou’da, Çinli ve Fransız sanatçılarla birlikte, manzara resmi konulu bir toplantıya katılma fırsatı buldum. Hiç birimizin bir diğeri gibi resim yapması mümkün değildi ama yine de diyalog, paylaşım ve dostlukta her bireyin kendine özgü niteliklerini koruduğu bir fikir alışverişi gerçekleştirebildik” diyor.

Çin’e yapılan yolculuk, bir çok sanat eserinin yaratılmasıyla sonuçlandı ve bu çalışmalar, daha sonra, 4 Nisan 2019’da Versailles Belediye Binası’nda açılan “Çinli-Fransız Sanatçıların Wenzhou’daki Doğa Resimleri Sergisi”nde sanatseverlerle buluştu. Bu da Şubat 2018’de başlayan temaslar için mükemmel bir final oldu. Yine de sanatçılar arasındaki fikir alışverişi henüz sona ermiş değil.

“Bana memleketimi hatırlatıyor”

Haziran 2019’da Çin’i bir kez daha ziyaret eden Dequesne’in bu sefer istikameti “Yeryüzündeki Cennet” olarak bilinen ve geleneksel bahçeleriyle tanınan Jiangsu eyaletinin Suzhou kentiydi. Sekiz Çinli ve sekiz Fransız ressamı bir araya getiren “Suzhou Resmediyorum” etkinliğinin katılımcıları arasında Dequesne’in yanısıra Fransız Plastik Sanatlar Derneği’nin geçici başkanı Pierre Le Cacheux, Jean- Daniel Bouvard ve Clémentine Odier bulunuyordu. Bu isimlerin tamamı, bir yıl önce Wenzhou’da düzenlenen etkinliğe de katılmıştı.

Dequesne de ikinci Çin deneyimini şöyle anlatıyor: “Fransa’dan bir grup ressamla birlikte antik Suzhou şehrinde kaldığımız sürede Çinli ressamlarla bir araya geldik. Amacımız, şehrin sokaklarında ve kanalları boyunca geleneksel bahçeleri konu alan resimler yapmaktı.”

Dequesne, diğer Batılı sanatçılar gibi, Suzhou antik şehrinin iyi korunmuş olmasından çok etkilendi. Suzhou’nun kendisine memleketi olan Belçika’nın Bruges kentini hatırlattığını, her iki şehrin de suyun üzerine taş ve tuğladan inşa edilmiş olduğunu belirten Dequesne, “Bruges için Kuzeyin Venedik’i derler… Venedik’in de İtalya’nın Suzhou’su olduğunu söyleyebiliriz!” diyor. İki ülkeden sanatçıların 10 gün süren bir tartışma ve yaratım sürecinin ardından ürettiği 39 eserin Suzhou’da sergilenmesi, şehir sakinlerine yaşadıkları şehri çok uzaklardan gelen sanatçıların fırça darbeleriyle yeniden keşfetme imkanı sundu. Dequesne tablolarından birini Suzhou’ya hediye etti; bu da onda belirli bir nostalji yaratıyor.

Beijing’de kişisel sergi

Dequesne, Ağustos 2019’da, Beijing’in hemen dışındaki Huairou bölgesinde yer alan Hongluo Akademisi’nde kişisel bir sergi düzenledi. Bu sayede Çin’in kuzeyindeki bir şehri de ziyaret etmiş oldu ve burada daha önce ziyaret ettiği güney bölgelerinde gördüğünden farklı manzaralar keşfetti.

Philippe Herman Dequesne’in Çin’de kaldığı sırada tamamladığı bir sulu boya eser.

Tarihi Hongluo Tapınağı’nı çok beğenen Dequesne, “Tapınak, ziyaretçileri kutsal bir mekanla sarıp sarmalıyor. Tapınağın etrafındaki dağların sükuneti, yaz aylarında, ağaçların gölgelediği patikaların yumuşaklığıyla birleşerek çok etkileyici bir hal alıyor. Ayrıca tapınak Beijing şehir merkezine çok yakın” diyor.

Yasak Şehri de ziyaret eden Dequesne, yapının devasalığı ve “yüzlerce yıllık tarihe meydan okuyan mimarisi” karşısında büşüm bir şaşkınlık yaşadığını söylüyor. Ayrıca görkeminden çok etkilendiğini belirttiği Büyük Çin Seddi’ni, Cennet Tapınağı’nı, 798 Sanat Bölgesi’ni, Yanxi Gölü’nü gezen Dequesne, bu ziyaretlerde kendisine eşlik edenlerden birinin adını özellikle anmak istiyor: bu, yedi yaşındaki Çinli erkek çocuğu Liangzi. Dequesne, ayrılmadan önce tapınağın bir resmini yapmış ve bunu Liangzi’ye hediye etmiş. Liangzi de annesiyle birlikte Dequesne’e Çin’e özgü bir kutu fırça uçlu kalem hediye etmiş. Liangzi, daha sonra annesinin kaleme aldığı ve Dequesne’le yaşadıklarının anlatıldığı makalede, “Biraz Fransızca öğrenip Paris’e gitmeyi, onu ve atını ziyaret etmeyi gerçekten çok istiyorum” diyor.

Çin’in sunduğu fırsat

Çin’e yaptığı seyahatler, Dequesne’in ülkeyi, özellikle de ülkedeki sanatsal gelişimi çok daha iyi anlamasını sağlamış. “Bu zarif ülkeye gelmek, sanat ve kültür yoluyla gelişmeye inanan insanlarla ilişki kurabilmek, benim için inanılmaz bir şanstı” diyen Dequesne, ister icracı olsun, ister amatör, sanatseverlerle tanışmış olmaktan çok memnun: “Çünkü Çin’de insanlar sanatı ve güzel olan her şeyi seviyor.”

Çin, Dequesne’e göre, dünyada resmin geleceği için büyük bir fırsat. “Hızla büyüyen Çin’de binlerce yıllık bir mirası sürdüren, kimliğini şekillendiren şeyleri öğrenerek bunlara sadık kalan ressamlarla tanıştım” diyen Dequesne, günümüzde Çin’de insanların klasik eğitimi sürdürme, geçmiş nesillerin mirasını öğrenme imkanına sahip olduğu kanaatinde: “Ustalara saygı duyuluyor. Doğayı resmedebiliyor, bir modelden çalışabilir ya da portre ve manzara resmi yapabilirsiniz.” Bunu Batı’nın “çağdaş sanat” adı altında kaybettiği bir gelenek olarak gören Dequesne’e göre, “Durum dehşet verici”.

Dequesne’in eserlerinde gördüğü yalın tarza büyük bir hayranlık duyan Zhou Jianpeng, bu duruma ilişkin bir bilinçlenme yaratmanın Çin’e düzenlenen doğa resmi gezilerinin amaçlarından biri olduğunu söylüyor. Zhou, motifli resim geleneğini yeniden keşfetmek amacıyla kültürler arası etkileşimler düzenlemelerinin nedeninin de bu olduğunu vurguluyor.

Bu, etkinliklere katılan Çinli ve Fransız sanatçıların da alkışladığı bir etkileşim biçimi. Dequesne, Wenzhou’da geçirdiği günleri anlatırken şu noktaya dikkat çekiyor: “Işığın ve gölgenin akışını gözlemleyerek bir estetik yaratma kaygısıyla birlikte çalışıyoruz. Bu tür etkileşimler sayesinde ressamlar ve insanlar barış içinde bir araya geliyor. Tekrar geldiğimde önce Çinli dostlarımı görmeyi arzularım ve onlardan beni yönlendirmelerini rica ederim. Ayrıca at binicileriyle tanışmak, onları çizmek isterim.”

(Kaynak: Serbest yazar Liu Yanqing’in China Today’deki yazısından özetlendi)



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.