İnsan ve Doğanın Barış İçinde Bir Arada Yaşamasının Peşinde
- 27 Ağustos 2025
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar

Ekolojik korumayı sosyoekonomik kalkınmayla dengeleyerek insan ve doğa arasında uyumlu bir birlikteliği gerçekleştirmenin yollarını bulmayı amaçlayan Shan Shui Koruma Merkezi kuruldu. Burada akademisyenler ve gönüllüler, doğayı korumak için yaklaşık yirmi yıldır yerel halkla birlikte çalışıyor. Yukarıdaki görselde Namjagbarwa Tepesi’nin uzaktan görünümü foto: Lin Wen
ZHAO XIANG /CHINA TODAY — Gerek hükümetin gerek halkın çevre koruma farkındalığı arttıkça, ekosistemlerin geniş bir toplumsal destek ve katılımla yerel koruyucular tarafından korunması gerektiği konusunda genel bir fikir birliği oluştu. Bu bağlamda, 2007 yılında Pekin Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi’nden Profesör Lü Zhi ve Sun Shan, ekolojik korumayı sosyoekonomik kalkınmayla dengeleyerek insan ve doğa arasında uyumlu bir birlikteliği gerçekleştirmenin yollarını bulmayı amaçlayan Shan Shui Koruma Merkezi’ni kurdu.
Merkez kurulduğunda “kar leoparı sayımı” için bir plan hazırlandı. O zamanlar, kar leoparı vahşi doğada belgelenmesi ve gözlemlenmesi en zor hayvanlardan biri olmaya devam ederken, kar leoparı popülasyonunun sağlığı da yerel ekosistemin işlevselliği ve kalitesi için kritik bir gösterge işlevi görüyordu. On beş yıl sonra, 300 bin kilometrekareyi aşan devasa Sanjiangyuan bölgesindeki kar leoparı sayısı nihayet bilimsel olarak ölçüldü ve bu gelişme, söz konusu ikonik türün ve yaşam alanının anlaşılması ve korunmasında bir dönüm noktası oldu.
Kar Leoparları Sayılıyor
Yaz başında, güneşin aydınlattığı ofisimde otururken, düşüncelerim taze yeşilliklerin yeni yeni filizlenmeye başladığı uzak Sanjiangyuan bölgesine kayıyor. Orada ilkbahar ve yazın kısa süren sıcakları genellikle göz açıp kapayıncaya kadar biter. Yushu Tibet Özerk İli’nin çok ötesinde, ücra bir yerleşim yeri olan Yunta köyünde geceler soğuk ve kurak geçer. Ancak bunların hiç biri o bölgeyi tekrar ziyaret etme özlemimi dindirmiyor. Yunta köyüne ilk kez 2011 yılında Shan Shui Koruma Merkezi’nde çalışan bir stajyer olarak gittim. Qinghai eyaletine bağlı Yushu’da Tongtian Nehri kıyısına kurulu bu köy, üç yıl boyunca evim oldu.
Kar leoparı popülasyonu araştırmaları bugün bile büyük ölçüde kızılötesi kameralara bağımlı—bunlar uzun süreli bakım ve yönetim gerektiren araçlar. Qinghai-Tibet Platosu’nda 4 bin metreyi aşan rakımlarda bir yerden bir yere gitmek, çoğu araştırmacı veya korumacının dayanamayacağı bir zorluk. Yerel çobanların bu çalışmaya katılımının söz konusu çabaları devam ettirmenin en hayati ve pratik yolu olduğu anlaşıldı.

Yaklaşık bir yıl boyunca Yunta köyünde yaşadıktan sonra, Prof. Lü Zhi’nin desteğiyle, Dr. Liu Yanlin ve Dr. Xiao Lingyun ile birlikte yerel çobanları da içeren toplum temelli bir izleme girişimi başlattım. İlk çoban-gözetmen ekibini oluşturmak için çevre köylerden en yetenekli 14 gencin seçildiği 2011 yılının kasım ayındaki o keskin rüzgarları bugün bile hatırlıyorum.
300 kilometrekareyi aşan bir alanda kar leoparı aktivitesini belgelediler, veri topladılar ve kamera pillerini her üç ayda bir değiştirdiler. 2021 yılına gelindiğinde Yunta’nın izleme sonuçları yayınlanan ilk sonuçlar oldu. Köy çevresinde çekilen 4 bin 362 kar leoparı fotoğrafının incelenmesiyle 35 kar leoparı tespit edildi.
Tek bir köyle sınırlı olsa da bu bulgular, Çin’de yürütülen kar leoparlarının popülasyon dinamikleri hakkındaki araştırmalarda kritik bir boşluğun doldurulmasını sağladı. Toplanan veriler, Yunta’nın kar leoparlarının göçü için hayati bir ekolojik koridor işlevi gördüğünü ortaya koydu. Bu tür koridorların açık kalmasının sağlanması, Sanjiangyuan bölgesinde kar leoparlarının dağılımını ve genetik alışverişini teşvik etmek açısından büyük önem taşıyor.
Yunta modeli, teknolojik ilerlemelerin de yardımıyla, yerel çobanların veri izleme ve toplama işini yürütebileceği konusunda bize büyük güven verdi.
Daha sonra 2014 yılında, altı ülkeden akan Lancang Nehri’nin başlangıç noktası olan Zadoi ilçesindeki Diqing köyünü içerecek şekilde veri toplama çalışmalarımızı genişlettik. Dönemin Zadoi Kaymakamı Tseten Dru’nun güçlü desteğiyle, kar leoparı araştırma ve koruma çalışmalarımız tek bir köyden bir kasabaya, ardından ilçe çapındaki çalışmalara dönüştü ve nihayetinde tüm Sanjiangyuan bölgesini kapsadı.
Bu çabalar daha sonra, her haneden bir üyenin ekolojik koruyucu olarak görevlendirilmesiyle oluşturulan pilot uygulama “Bir Hane, Bir Korucu” politikasıyla birleştirildi. İlk olarak 2015 yılında Sanjiangyuan Milli Parkı’nda uygulamaya konan bu politikayla koruma faaliyetlerinin sürekliliği ve sistematik yönetimi sağlandı. Bilimciler, çevreciler, gönüllüler, yerel topluluklar ve yerli halk da dahil olmak üzere çeşitli paydaşların desteğiyle yürütülen işbirliği çalışmaları, kar leoparlarının giderek genişleyen alanlardaki faaliyetlerini kademeli olarak haritalandırdı.
Tuhaf Bir Macera
2020 yılında, Beijing’e gönderilen verilerin düzenlenmesi gibi muazzam bir göreve girişildi. Her kar leoparının kendine özgü kürk desenindeki benzerlikleri ve farklılıkları ayırt etmek için titiz çalışmalar gerekiyordu. 100 binden fazla fotoğrafın manuel olarak karşılaştırılması gerekiyordu—bu, meslektaşlarımın ve gönüllülerin azmi sayesinde sürdürülen devasa bir çabaydı.

Dr. Xiao, tüm verileri düzenlemek için standart bir analitik çerçeve ve metodolojiler oluşturdu. Dr. Jia Ding, Dr. Li Xueyang, Wei Chunyue, Liang Shujie, Liang Miaomiao ve sayısız gönüllünün ortak çalışmasıyla, bireysel kar leoparı veritabanı 1’den 10’a çıktı ve şu anda 400’ü aşkın girdiye sahip. Her leopar, kendine özgü kürk desenleri ve benzersiz “yaşam öyküsü” ile belgeleniyor ve her birine sevimli bir isim veriliyor.
Sanjiangyuan’da yürütülen kar leoparı sayımı kolektif bir çaba. Çok büyük ya da çok önemli bir girişim olmayabilir ama güzelliği, yüksek tempolu ve sonuç odaklı dünyamızda ilham verdiği yalın özveride yatıyor. Veri katkıcılarının hiç biri projeye kişisel çıkar beklentisiyle katılmadı. Ancak kızılötesi kameraları kurma, fotoğrafları analiz etme, dağları ve nehirleri aşma çalışmalarında için hepsi tek tek öne çıktı. Artan ve tekrarlayan emekle çalışma her seferinde bir kamera, bir görüntü ve bir vadiyi kapsayacak şekilde genişledi.
Bu titiz süreç, Sanjiangyuan’ın tahminen bin 2 kar leoparına ev sahipliği yapan, 110 bin kilometrekare genişliğinde birinci sınıf bir kar leoparı yaşam alanına sahip olduğunu ortaya koydu. IUCN Tehlike Altındaki Türler Kırmızı Listesi’ne göre, bu hayvanın küresel popülasyonu tahminen 7 bin 446 ile 7 bin 996 arasında. Sanjiangyuan’daki popülasyon tek başına bu rakamın yüzde 10’undan fazlasını oluşturuyor; bu da bölgenin doğa korumadaki kritik değerinin altını çiziyor. Söz konusu bulgular, Sanjiangyuan’ın ekolojik önemini vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda diğer bölgelerde yürütülecek büyük ölçekli kar leoparı araştırmaları için de teknik bir plan sunuyor.
Dünyayı Paylaşmak
Bugün Beijing ile Xizang’ın Nyingchi şehri arasında aktarmasız uçak seferleri var ve bir zamanlar Çin’in en izole bölgelerinden biri olan Medog ilçesine Beijing’den ulaşmak artık yalnızca bir gün sürüyor. Eskiden, orada otoyollar inşa edilmemişken, Medog’a gitmek sülüklerle dolu patikalarda zorlu yürüyüşler yapmayı, boğucu bir sisle, sivrisinek ve ısırgan böcek sürüleriyle ve şiddetli sağanak yağışlarla başa çıkmayı gerektiriyordu.

2016’da Medog’a yaptığım ilk seyahatte sekiz saatten uzun bir süre boyunca engebeli yollarda ilerledik. Gelin köyü yakınlarında bir dağın yamacına tırmanırken Xizijiang Ekoloji Koruma Merkezi müdürü Li Cheng bana karşıdaki bir vadiyi işaret ederek “O bölgenin derinliklerinde Çin’in en uzun ağacı yatıyor” dedi. Önümüzde kadim bir orman uzanıyordu—çok sayıda dev ağacın bitki örtüsünü delerek aniden yükseldiği, gövdelerinin ok gibi dimdik durduğu ve tepelerinin gökyüzünü deldiği bir orman.
2022 yılına gelindiğinde bile bu devlerin varlığını doğrulama işi henüz tamamlanmamıştı. Li Cheng, Prof. Lü Zhi ile iletişime geçti; o da Pekin Üniversitesi Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Enstitüsü müdürü Prof. Guo Qinghua’nın araştırma ekibini görevlendirdi. Sonunda, ekolojistler, uzaktan algılama uzmanları, doğa bilimciler ve yerel topluluklardan oluşan bir keşif ekibi yola çıktı.
Prof. Guo daha sonra bu yolculuğu şöyle anlattı: “Bu Pinus wallichiana’ya (Bhutan Çamı) ulaşmak için asmaları, çamur denizlerini ve neredeyse dikey yamaçları aştık ve ani fırtınalarla karşılaştık. Üç zorlu saatin ardından nihayet hedef ağacımızın dibine ulaştık. Muhteşem ağacın görüntüsü katlandığımız her zorluğa değdi—sanki gün doğumunu izlemek için gece vakti Hua Dağı’na tırmanıyormuşuz gibiydi.”
Ağacın dibinde durduğunuzda sadece sütun benzeri bir ağaç gövdesi ve güneşi kapatan yoğun bitki örtüsü görüyorsunuz; bitki örtüsünün içinden süzülen ışık meydan okurcasına yüzünüze düşüyor. Bir doğa bilimcinin hipotezi ve bilimsel doğrulamalar sayesinde 76.8 metrelik Butan Çamı’nın o dönemde Çin anakarasında yetişen en uzun ağaç olduğu onaylandı. Bu kadim ve saygıdeğer ağaç, Monpa halkının insan olmayan canlıların bu dünyayı bizimle eşit olarak paylaştığı inancını temsil ediyordu. Bu nedenle, Monpa dilinde bu ağaca “kutsal ağaç” anlamına gelen “Xindabu” deniyordu.
Bu keşfin ardından meslektaşlarımla birlikte dağın yamacına kurulu bir Monpa topluluğu olan Gelin köyüne geçici olarak yerleştik. Şafak vakti orkideler güneş ışığında öylesine gerçeküstü renkler sergiliyordu ki insanın hayal gücünü zorluyordu—hiç bir kameranın tam olarak yakalayamayacağı bir sanat eseri gibi.
Gelin Köyü sakinleri nesillerdir orkide yetiştiriyor: Coelogyne corymbosa, cymbidium elegans ve diğerleri her pencere pervazını süslüyor ve saksılar içinde sıcak evleri renklendiriyor. Sonra bir gün ekibimizin aklına bir fikir geldi: Bu orkideler ekosistemleri canlandırmak ve doğanın canlılığını geri kazandırmak için yeniden yabanileştirilebilir mi?
Medog Ormancılık ve Mera İdaresi, Baibung kasabası yönetimi ve Gelin köyü komitesinin desteğiyle Orkide Yeniden Yabanileştirme Girişimimiz binlerce orkideyi doğaya geri kazandırdı. Epifitik orkideler artık kadim ağaçları sarıp sarmalarken, kokuları ağaç kabuklarına ve yosunlara karışıyor; karasal türler çürüyen humusta arsızca büyüyüp gelişiyor. Ormanda doğan bu canlılar yuvalarına geri döndü.
Bengal Kaplanları
2023, bir başka unutulmaz yıldı. “Xindabu”, çok sayıda ortağın desteğiyle, güneydoğu Xizang ekosistemlerinin uzun zaman dilimleri boyunca muhafaza ettiği gizli ihtişamı gözler önüne sererken, Gelin köyündeki Orkide Yeniden Yabanileştirme Girişimi, yerel toplulukları türlerin kurtarılmasına başarıyla dahil etti. Ancak benim için tamamladığımız en heyecan verici ve en umut verici girişim, Bengal kaplanı araştırma ve koruma programını başlatmaktı.

Kaplanlar, en üst düzey yırtıcılar olarak, bozulmamış bütünlüğe ve bağlantıya sahip ekosistemlere ihtiyaç duyar. Ancak insan faaliyetleri nedeniyle onlarca yıldır yaşam alanlarının parçalanması, bir zamanlar bölgedeki baskın etobur olan Bengal kaplanlarının neredeyse yerel yok oluşa sürüklenmesine neden olmuştu.
2000 yılı gibi erken bir tarihte Dr. George Schaller (ünlü zoolog), Prof. Zhang Endi (önde gelen hayvan ekolojisti) ve Prof. Lü Zhi, Medog’da araştırmalar yürütmüştü. Çalışmaları, Gutang kasabası çevresinde dört veya beş kaplanın dolaştığını gösteriyordu. 2019 yılında Kunming Zooloji Enstitüsü’nden Prof. Li Xueyou liderliğindeki bir ekip, Bengal kaplanlarına dair ilk kesin kanıtları yakaladı. Fakat Medog’da sürekli kızılötesi kamera araştırmalarını ancak 2021’de, Ulusal Ormancılık ve Çayır İdaresi’nin “Vahşi Doğanın Gözleri” projesi kapsamında Xizijiang Ekoloji Koruma Merkezi ile yaptığımız işbirliği neticesinde başlatabildik. Ve bu sayede Bengal kaplanlarının nadir görüntülerini nihayet belgeleyebildik.
Kaplanların ötesinde, bu kameralar başka doğa harikalarının da görüntülerini yakaladı: bulutlu leoparlar, altı farklı renkte Asya altın kedileri, benekli kediler, kara ayılar, Gaoligong antilopları ve kızıl pandalar… Liste uzayıp gidiyor.
Hala çok net hatırladığım bir video klip, havayı koklamak için bir ağacın altında duran erkek bir Bengal kaplanının videosuydu. Orada bir kaç dakika durdu—yeni bir bölge veya potansiyel bir eş arayan yalnız bir gezgin. Bölgede kalıp kalmayacağı, insanların tutum ve eylemlerine bağlı. Bu görüntü bize umut veriyor: Güçlü bir korumayla, ulusal rezervimiz Yarlung Tsangpo Büyük Kanyonu bir gün yeniden canlanan Bengal kaplanlarına ev sahipliği yapabilir. ZHAO XIANG, Shan Shui Koruma Merkezi’nin direktörüdür.