
- 14 Temmuz 2025
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar

Kumul Uygur Nakışı, Çin’in maddi olmayan kültür miraslarındandır. Renagül Supi ise bu nakış sanatının kent düzeyindeki aktarıcısı, Xinjiang bölgesinin Sanat ve El Sanatları Ustalarındandır. Xinjiang Hami ulusal nakışı tipik bölgesel kültürel özelliklere sahiptir. Han, Uygur, Kazak ve diğer etnik grupların halk kültürü ile sanatının özünü birleştiriyor.
WEİ YONGGUİ Tianshan Ağı- Xinjiang Günlüğü muhabiri /CHINA TODAY TÜRKİYE—Erken bir ilkbahar günü, öğlen saatleri. Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’ne bağlı Kumul kentinin Evirğol bölgesinde bulunan bir nakış atölyesinde Renagül Supi adlı bir nakışçı titizlikle çalışıyor… Geçen yılın mart ayının sonunda Supi, Shenzhen kentinde kurulu Rongzhen Zhimei Ltd. Şti’nin konfeksiyon tasarımcısı olarak Shanghai Moda Haftası’na katıldı ve yeni döndü. Pencereden atölye içine giren ılık güneş ışığında, Supi’nin metal tonda boyalı saçları parlıyor.
Kumul Uygur Nakışı, Çin’in maddi olmayan kültür miraslarındandır. Renagül Supi ise bu nakış sanatının kent düzeyindeki aktarıcısı aynı zamanda Xinjiang bölgesinin Sanat ve El Sanatları Ustalarındandır. Kumullu Supi, deneyimli bir nakışçı sayılır. 2016 yılından beri, Supi’nin nakış eserleri, Paris Moda Haftası ve Shanghai Moda Haftası’nın sahnelerine taşındı. 2016 yılında Paris Moda Haftası’nda Supi’nin işlediği nakış parçası, bir geceliğin dekoratif unsuru olarak kullanıldı. Gecelik sergiden sonra 270 bin yuana satıldı.
“Merkezi hükümet ve Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nin organize ettiği çeşitli kurslara katılmıştım” diyen Renagül şöyle devam ediyor: “Bölge dışına çıktığımda ancak Çin milletinin nakış sanatlarının ne kadar güzel olduğunun farkına varabildim. Kumul Uygur Nakışı, Suzhou Nakışı ve Beijing Nakışı’nın da aralarında bulunduğu diğer nakış sanatlarıyla etkileşimiyle gelişti. Açıklık ve entegrasyon, hayatiyeti doğurur. Seçkin bir nakışçı olmak, bunu gerektiriyor.”
Kumul tarihten beri, “Batı Bölgeleri’nin boğazı, Çin devletinin savunucusu” olarak adlandırılıyor. Çin’in Merkezi Ovaları ile Batı Bölgeleri arasındaki kültürel etkileşimde, Kumul Uygur Nakışı doğdu. Bu sanat, güzel bir bahçeyi andıran Çin geleneksel kültürünün bir parçası olarak bugüne kadar korunduğu gibi, ardından unutulmaz hikayeler bıraktı.
Uzun geçmişe dayanan Kumul Uygur Nakışı
Kumul kenti Evirğol bölgesine bağlı Huicheng kasabası Cigde Kuyu köyünde Köylüler Komitesi’nin avlusunun yanında dört katlı bir bina var. Burada da Kumul Geleneksel El Sanatları Çalışma Merkezi bulunuyor.
Merkezdeki sergi salonlarında Kumul Uygur Nakışı’nın farklı dönemlerindeki kıyafet ile aksesuarların, desenlerinin örnekleri, kesme kağıtlar, aletler ve modern kültürel yaratıcılık ürünleri gösteriliyor. Bu merkezde Kumul Uygur Nakışı’nın tarihi ve bugünü hakkında bilgi ediniliyor.
Kumul Kültür ve Tarih Araştırma Komitesi Tarihi Kayıtlar Ofisi Başkan Yardımcısı Hao Changli, bu konuda şunları söylüyor: “Xinjiang’ın doğu kesiminde yer alan Kumul, tarihten beri Merkezi Ovalar ve Batı Bölgeleri kültürlerinin kesişip, iç içe geçtiği bir noktadır. Qing İmparatorluğu (1616-1911) döneminde, merkezi hükümetin takdim ettiği, Kumul Hanlığı’nın kralları daima vatanın birliğini korumaya kararlıydı.”
Hao’nun paylaştığı bilgiye göre, 1698 yılında Kumul Hanlığı’nın ilk kralı Abdullah Bey, zamanın Qing İmparatoru tarafından başkente çağrıldı. Abdullah Bey Beijing’deyken Suzhou ve Beijing nakışlarının zarafetine hayran kaldı. Sonra Suzhou ve Beijing’den onlarca kadın nakışçıyı Kumul’a yerli kadınlara nakış tekniğini öğretmeye davet etti.
Yüz yıldan uzun süredir Suzhou ve Beijing nakışlarının Kumul’da yaygınlaşmasıyla, Kumul tarzı nakış sanatı, adım adım Xinjiang’ın nakış alanında önemli bir yer tuttu. Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra, Çin Komünist Partisi ve devletin desteğiyle, Kumul Uygur Nakışı zamanla birlikte gelişiyor, modern kültürel unsurları da kapsayarak yeni ilerlemeler kaydediyor.

Kadir Rahman, Kumul’da ünlü bir erkek nakışçıdır. Kadir’in eserleri Kumul Uygur Nakışı’nın temsili örneği olarak, devlet, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi ve ülkenin diğer bölgelerinde düzenlenen sergilere katılmıştı.
Kadir Rahman kendi nakışçılık deneyimini aktarırken, Kumul’da gerçekleşen bir halk sanatları sergisine katıldığı ve sergide uzmanlar tarafından övüldüğü için kendini nakışçılığa adadığını söyledi. Kadir, Kumul Belediyesi ve Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi yönetimlerinin halk sanatlarını koruma ve aktarma çalışmasına büyük önem verdiğini, her yıl sergi ve kurslar açtığını belirtiyor.
Kumul Uygur Nakışı, 2008 yılının haziran ayında 2. grup ulusal maddi olmayan kültür mirası listesine alındı, bununla birlikte aktarıcıları öğrencileri kabul etmeye başladı. 2016 yılının mart ayında Kumul Geleneksel Sanatlar Çalışma Merkezi kuruldu ve buraya bir grup seçkin nakışçı yerleşti. Aynı yıl, zamanın Çin Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle, Kumul’dan Kadir dahil 300’den fazla nakışçı başkent Beijing’deki Tsinghua Üniversitesi Sanatlar ve Tasarım Akademisi ile Guangzhou Üniversitesi’ne eğitim almaya gönderildi. Kadir, kendi tecrübesini ömür boyu unutmayacağını dile getiriyor.
Kültürel entegrasyon, gelenekleri de koruyor
Kumul kenti Evirğöl bölgesinde bulunan Tuanjie Sitesi’ndeki nakış atölyesinin duvarlarına çok sayıda zarif nakış eserleri asılıyor. Kumul Uygur Nakışı’nın aktarıcısı Ayşem Memet, sıkça gönüllü olarak yerel sakinlere nakış sanatı hakkında bilgi veriyor. Memet, nakış işlenirken renk uyumuna özen gösterilmesi gerektiğini; şakayık, bergamot, lotüs, erik çiçeği ve nar çiçeği gibi farklı çiçekler için farklı renkte ipler kullanılacağını söyledi.
Kumul’da nakış sanatı artık yerel halkın günlük yaşamına girmiş durumda. Kent merkezinde ve kırsalında her yerde meşgul olan nakışçıları görmek mümkün.
Bazı nakışçılar kursa katılırken hep aynı soruyu soruyor: “Bu şakayık, bergamot, lotüs ve erik çiçekleri Xinjiang’daki yerli çiçekler değil. Neden birçok desende bu çiçekler var?” Bu soruyu Kadir şöyle cevaplıyor: “Bu farklı çiçekler Merkezi Ovalar gibi bölgelerden kaynaklanıyor. Onlarla ilgili desenler nesilden nesile aktarılarak bugüne kadar korundu. Bu, Çin milletinin çok etnikli birliğini yansıtıyor.”
Kadir, tipik bir Kumul Uygur Nakışı eserindeki lotüs çiçeğini örnek vererek, bu çiçekten bir nar asması büyüdüğünü, asmanın bir yan dalında tekrar bir bergamot çiçeği açtığını hatırlatıp, bu tür hayal gücünü çok beğendiğini söylüyor. Kadir’e göre, bir dalda birkaç çeşit çiçek deseni, kültürel entegrasyonun Kumul Uygur Nakışı üzerine dolaysız bir yansımasıdır.
Kumul Geleneksel Sanatlar Çalışma Merkezi kurulduktan sonra halk bilimi ve tarih bilimi uzmanları davet edildi. Kumul genelindeki tüm etnik gruplara özgü nakış desenlerine yönelik derleme ve araştırma çalışmaları yapılarak sonuçları da kitaplaştırıldı. Kitaplara göre, Kumul Uygur Nakışı sanatı, şakayık, nar, bergamot, lotüs, manolya, nergis, sukabağı, kasımpatı, erik çiçeği, hanımeli, orkide, üzüm ve şeftalinin de aralarında bulunduğu çiçek desenleri; ejderha, anka, turna kuşu, tavuskuşu, altın sülün, kelebek, saksağan, yarasa, sincap, peygamberdevesi ve balığı kapsayan hayvan desenlerini kapsıyor. Ayrıca düz çizgi, testere dişi ve Budist Sanskrit dilindeki Svastika işareti, Ru Yi, Çince karakteri Hui ve kaplumbağı sırtı gibi geometrik desenlerin yanısıra, ölümsüzlerin yaşadığına inanılan Penglai Adası’ndan en ünlü sekizin temsil ettiği insan figürü desenlerini de kapsıyor. Bu desenler de Merkezi Ovalar derin izlenim bırakmıştır.
Desenleri dışında, Kumul Uygur Nakışı aynı zamanda Suzhou ve Beijing nakışlarının işleme tekniklerini de benimseyip, kendi özelliklerine sahip işleme yöntemleri geliştirdi. Kadir, Suzhou ve Beijing nakışlarının desen tasarımı ve işleme yöntemlerinin Kumul Uygur Nakışı’na yansıdığını kaydediyor. Kadir, bir dalda işlenen birkaç çiçeğin, tüm etnik kültürlerin kaynaşmasının simgesi olduğunu bir kez daha vurguluyor.
Zamana entegrasyon ve geleceği kucaklamak
Renagül, Shanghai Moda Haftası’na katılma tecrübesini anlatırken heyecanlı bir şekilde: “Bu seferki Shanghai Moda Haftası’nda, işlediğim onlarca nakış parçası şirket tarafından bir konfeksiyonun dekoratif unsuru olarak sergilendi ve katılımcılar ve izleyicilerin ortak beğenisini kazandı” diyor.
2016 yılında, zamanın Kültür Bakanlığı’ndan bir yetkili, kültür miraslarını koruma alanındaki uzmanlarla birlikte Xinjiang’da incelemelerde bulundu. Ekip, Kumul Uygur Nakışı’na yönelik koruma ve aktarma çalışmasına büyük önem verdi. Artron adlı kültür şirketinin öncülüğünde Çin’in moda çevresindeki ünlü tasarımcı Mukzin’in ekibi, Guanmu Kültürel İletişim Limited ile Shanghai merkezli Qin Xu Konfeksiyon ve Aksesuar Limited şirketleri dahil üç tasarım ekibi Kumul’da ofisler açtı. Böylece Uygur Nakışı modernleşme yoluna girdi. Bunun yanı sıra, Guangzhou Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Okulu, Beijing Moda Teknoloji Enstitüsü, Xinjiang Pedagoji Üniversitesi, Suzhou Sanat ve Tasarım Teknoloji Enstitüsü’nün aralarında bulunduğu yüksek eğitim kurumları, Kumul Uygur Nakışı ile ilgili teorik araştırmalar başlatıp, yerli nakışçılara eğitim programı yürüttü.

Renagül, o dönemde Shanghai’daki Qin Xu şirketinin sözleşmeli tasarımcısı oldu. Ünlü tasarımcı Qin Xu, Renagül’ün nakış eserlerini moda unsuru olarak kullandı ve bir dizi kreasyon tasarladı. Bunlar, Paris ve Shanghai’da geçekleşen moda haftalarında moda çevresinin yüksek beğenisini kazandı.
Kadir ise Shanxi merkezli Guanmu Kültürel İletişim Ltd. Şti.’nin baş tasarımcısı oldu. Şirketin desteğiyle, Kadir, 30’dan fazla kadın nakışçının katılımıyla bir ekip oluşturup, 3 binden fazla kişiye kurs açtı. Şirketin siparişleri, her nakışçıya ayda 3 bin yuandan fazla gelir getiriyor. Nakış ürünleri günümüzde Shanxi’den ülke geneline yayıldı.
Yüzlerce yıl sonra, Kumul Uygur Nakışı, Xinjiang’daki çeşitli etnik gruplardan vatandaşların hayatıyla kaynaştı. Kumul Geleneksel Sanatlar Çalışma Merkezi’nde, Qing Hanedanlığı döneminden beri Xinjiang genelinden toplanan, Uygur nakış işlemeleri saklanıyor. Xinjiang’da turizmin canlanmasıyla Uygur nakış ürünleri sadece Xinjiang’da ve Çin’in diğer bölgelerinde değil, aynı zamanda yurt dışında da rağbet gördü. Bu eski nakış tekniği, bugün yeni dinamizmi gösteriyor.
Kumul Uygur Nakışı’nın piyasa potansiyeli serbest bırakılıyor. Kumul Geleneksel Sanatlar Çalışma Merkezi’nde seçkin nakışçılar 1300’den fazla ürün tasarladı. Bu ürünler arasında geleneksel yastık havlusu, yorgan, kıyafetlerin yanı sıra, seyahat çantası, bilgisayar çantası, cep telefonu kapağı, oda dışı eşyalar, dekoratif tablolar da yer alıyor.
Kumul Uygur Nakışı tekniğinde yaratıcı gücün artmasıyla beraber, makineleşme gerçekleşti ve seri üretim başladı. Kumul kenti Evirğöl bölgesine bağlı Taojiagong kasabasında bulunan Kumul Evirğol Çiçeği Etnik Nakış Kooperatifi’nde yeni alınan bilgisayarlı nakış makineleriyle, çeşitli desenlerin seri üretimi gerçekleşiyor. Yerli köylü ve çoban ailelerin gelirlerinde artış görülüyor.
Kooperatifin yetkilisi Burhan Abliz ise, elle işlenen ürünlerin daha iyi şekilde nakışçıların becerisi ve tasarım düşüncesini yansıttığı görüşünde. Burhan konuyla ilgili şu bilgiyi verdi: “Makineli üretim sadece bir yanımızdır. Uzun vadeli açıdan bakıldığında ise, sadece buna bağlı olmak yeterli değildir. Haute Couture tasarımına özen göstermeliyiz. Sürekli olarak nakışçıların elle işlediği ürünleri piyasaya sürmeliyiz. Böylece Kumul Uygur Nakışı daha ileriye gidebilir.”