Küresel Güney’e stratejik bakış

Trump’ın başlattığı ticaret savaşı, küresel dengeleri sarsıyor. Güney Asya’dan Afrika’ya ve Latin Amerika’ya kadar uzanan Küresel Güney’in, ABD ile Çin’in rekabetinden nasıl etkileneceği merak ediliyor.

PROF. DR. TALAT ÇİFTÇİ (CHINA TODAY TÜRKİYE) – Son dönemde artan vergiler ve Panama Kanalı üzerindeki gerilim, bu mücadelenin sertleşebileceğini gösteriyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin bölgedeki sosyokültürel, ticari ve diplomatik ilişkileri için de önemli. Stratejik bakış oluşturmak için tarihsel ve güncel gelişmeleri iyi okumak gerekiyor.

Orta Çağ’da Çin, Hindistan ve İslam dünyası bilim, sanat ve teknolojide öndeydi. Ancak 15. yüzyılda Çin denizlerden çekilirken, Avrupa okyanuslara açıldı. Batı, sömürge imparatorlukları ve ticaret ağlarıyla zenginleşirken, Asya ve Afrika, kaynak ve işgücü sağlayan birer arka bahçeye dönüştü. Son yüzyılda da ABD Batı’nın temsilcisi konumuna yerleşti.

Yeni rekabet bölgesi: Küresel Güney 

Küresel Güney, Avustralya, Güneydoğu Asya’dan Afrika’ya ve Latin Amerika’ya kadar uzanan geniş ve heterojen bir coğrafyayı kapsıyor. Avustralya ve ASEAN ülkeleri gibi güçlü ekonomileri de içeriyor. Doğal kaynaklar, genç nüfus ve büyüme potansiyeliyle dikkat çeken bölge ülkeleri artık sadece hammadde ve ucuz işgücü kaynağı değil; aynı zamanda dünya siyasetinde sesini yükselten aktör olmak istiyorlar.

Güney Afrika, Filistin’deki savaş suçlarını öne sürerek İsrail’i dava edince, dünya kamuoyunu etkilemeyi başardı. ABD, Fulbright bursları, Hollywood  etkisi, çok uluslu şirketleri, STK’ları ve misyonerleri aracılığıyla uzun yıllardır Küresel Güney’de etkili oluyor. NAFTA ve benzeri anlaşmalar sayesinde Latin Amerika’da güçlü bir ekonomik bağları var. Trump’ın uluslararası faaliyetlerden çekilerek içe kapanması ve göçmenlere karşı sertleşen tutumu nedeniyle, ABD’nin Küresel Güney’de etkisi azalacak gibi görünüyor.

KYG’nin etkileri

Çin, Kuşak ve Yol Girişimi (KYG) ile altyapı yatırımları ve düşük faizli krediler aracılığıyla Küresel Güney’de hızla nüfuz kazanıyor. Limanlar, yollar ve enerji projeleriyle üretim ve tedarik zincirlerini bu bölgelere bağlıyor. Konfüçyüs Enstitüleri ve burs programlarıyla da yumuşak gücünü artırıyor. Çinlilerin öğrendiği yabancı diller arasında artık İspanyolca ve Arapça da var. Avrupa ülkeleri Küresel Güney ile sosyokültürel ve ekonomik bağlarını sürdürüyor.

Türkiye, Güney Asya ve Afrika’da, sosyokültürel bağları ve insan odaklı yaklaşımıyla varlığını sürdürüyor. Latin Amerika ile, Arjantin Eski Cumhurbaşkanı Carlos Menem (El Turco) ve Kolombiyalı şarkıcı Shakira gibi Osmanlı kökenliler sayesinde toplumsal yakınlık var. Afrika’daki büyükelçiliklerin sayısının 12’den 40’a çıkışı ve THY 60’tan fazla noktaya uçuşu ilişkilerdeki artışı işaret ediyor. Güney’deki pek çok ülkede, Kızılay ve TİKA gibi kuruluşlar eğitim ve sağlık projelerinde görev alıyor. İnşaat ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren şirketler var.

Stratejik bakışın önemi 

İTÜ’den kimya mühendisliği lisans derecesinden sonra eğitimine ABD’deki Chapman University’de MBA derecesi aldı. Halen yönetim danışmanı olarak çeşitli kurumlara hizmet veriyor  Prof. Dr. Talat Çiftçi  Stratejik bakış için öncelikle, Küresel Güney’in çok sayıda ülkeyi ve coğrafyayı kapsayan heterojen bir bölge olduğu gerçeği ile yüzleşmek gerekiyor. Ülkeler arasında olduğu gibi bölgelerde de coğrafi, kültürel ve ekonomik farklılıklar var. Bunlara ilaveten, çatışmalar, temiz su ve gıda temini sorunları yanında Küresel İklim Değişikliği nedeniyle Kuzey ülkelere göçler de yaşanıyor. Küresel Güney’in önemli ihtiyaçlarına yönelik stratejiler şöyle sıralanabilir:

Küresel Güney konusu Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Antalya Diplomasi Forumu’nda tartışıldı.
  • Çatışmaları Durdurmak Gelişmiş ülkelerin, çatışmaların sona erdirilmesinde bazen etkin olduğu, bazen de onların kalıcı hale gelmesine neden oldukları görülüyor. Bu konuda, uluslararası kuruluşlara güçlü destek verilmeli ve bölgesel iş birlikleri teşvik edilmelidir.
  • 2- Kırsal Kalkınma Sağlamak Kırsal bölgelerde kalkınma için, okuryazarlığı ve temel meslek eğitimini yaygınlaştırmak gerekiyor. Bu maksatla, Türkiye’nin Köy Enstitüleri modeli kullanılarak, tarım ve hayvancılık desteklenebilir. Bangladeş’te devrim yaratan Mikro Kredi modeliyle kadın girişimciliği destekleyerek yoksulluğun azaltılması mümkün.
  • 3- Küresel Üretim Zincirine Katılmak Güney’in sadece hammadde ve ucuz işgücü tedarikçisi konumuna mahkûm olmaması için, küresel üretim zincirine na- sıl entegre olması gerektiğine dair ayrıntılı bölgesel kalkınma planları hazırlanmalıdır.
  • 4- Eğitimi Yaygınlaştırmak ve Dijitalleştirmek Eğitim kurumlarını desteklemek ve dijitalleşmeyi sağlamak için uzaktan eğitim platformları ve teknoloji destekli öğretim modelleri geliştirilmelidir. Bilim, sanat ve teknoloji alanlarında seçkin öğrencilere gelişmiş ülkeler tarafından burslar verilerek, bu genç beyinlerin ülkelerine döndüklerinde kalkınma ve küresel iş birliklerine öncülük yapmaları sağlanmalıdır.
  • 5- Sürdürülebilirlik İçin Kurumsallaşmak Güney’in her bölgesi için gerekli stratejik yaklaşımlar bütün dünyanın geleceği için yaşamsal önem taşıyor. Sürdürülebilir kalkınma ve kurumsallaşma için özellikle, altyapı, sağlık, adalet ve kamu yönetimi gibi alanlarında bu ülkelere destek verilmelidir.
Çin ve Küreselleşme Merkezi (CCG) Eş Kurucusu ve Başkanı Huiyao Vang da Antalya Diplomasi Forumu’nda gerçekleştirilen “Etkili Çok Taraflılıkta Küresel Güney’in Rolü” başlıklı panele konuşmacı olarak katıldı. 

Sonuç olarak, ABD, Çin ve Avrupa ülkelerinin çok uluslu, ortak faaliyetleriyle Küresel Güney’deki sorunlara yönelik çözümler bulunabilir. Sosyokültürel ilişkileri ve coğrafi konumu nedeniyle Türkiye, özellikle Afrika için yapılacak çalışmalara özgün katkılar sağlayabilir.  Özet: Küresel Güney’in geleceği uluslararası iş birliğini gerektiriyor. Küresel Güney, ABD ve Çin’in rekabeti için yeni bir sahne olacağına benziyor. ABD’nin son dönemdeki içe kapanma politikası nedeniyle bu ülkelerdeki etkinliği azalırken, Çin, Kuşak ve Yol Girişimi, finansal destekler ve altyapı yatırımlarıyla öne çıkıyor. ABD, Çin ve Avrupa ülkelerinin, Küresel Güney’in geleceği için iş birlikleri kurmaları bölgedeki kaynakların verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Aksi takdirde, bölgesel gerginlikler ve Kuzey’e göçler devam edecektir. Türkiye, tarihsel yakınlığı ile bölgedeki gelişmelerde etkin bir rol oynama ve süreçlere özgün katkılar yapma potansiyeline sahiptir.

Prof. Dr. Talat Çiftçi, İTÜ’den kimya mühendisliği lisans derecesinden sonra eğitimine ABD’deki Chapman University’de MBA derecesi aldı. Halen yönetim danışmanı olarak çeşitli kurumlara hizmet veriyor.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.