Mehmet Öğütçü: Çin, Türkiye’ye ‘ortak ses çıkarma’ zemini sunuyor
- 11 Nisan 2025
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar

Çin Devlet Konseyi Basın Ofisi’nin yayımladığı, “Çin-ABD Ekonomik ve Ticari İlişkilerinin Bazı Konuları Hakkında Çin’in Tutumu” başlıklı beyaz kitabı China Today’e değerlendiren Londra Enerji Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü, “Beyaz Kitap, Türkiye açısından içeriğindeki görüşler, birkaç düzlemde önemli sinyaller içeriyor” diyor.
“Özellikle Türkiye gibi hem Çin hem de ABD ile dengeli ilişkiler kurmaya çalışan, aynı zamanda küresel ticarete entegrasyon hedefleyen bir ülke için bu açıklamalar dikkatle okunmalı” diyen Öğütçü değerlendirmeyi stratejik, ekonomik ve diplomatik açılardan yapıyor.
Öğütçü değerlendirmesini şu üç başlık altında özetliyor:
- Stratejik Açıdan: Çin ABD’ye karşı “kurallı ticaret” söylemini sahipleniyor
Çin’in DTÖ kurallarına vurgu yaparak ABD’yi korumacılıkla suçlaması, uluslararası ekonomik sistemde meşruiyet mücadelesinin bir parçasıdır. Bu, Çin’in yalnızca ABD’ye mesajı değil, aynı zamanda gelişmekte olan ülkelere — dolaylı olarak Türkiye’ye — şu çağrıdır: “Ben kural tanıyan, öngörülebilir bir ortağım. ABD ise agresif, tek taraflı ve korumacı.”
Türkiye gibi çok yönlü dış politika yürüten ve aynı anda hem ABD hem Çin ile ekonomik bağlarını güçlendirmeye çalışan ülkeler için bu bir tercihe zorlayan değil, denge politikalarını güçlendiren bir hamledir. Çin, Türkiye’nin “bağımsız ekonomik aktör” pozisyonunu güçlendirecek bir uluslararası zemin inşa etmek istiyor.
- Ekonomik Açıdan: Türkiye için hem bir fırsat hem de kırılganlık sinyali
Çin’in serbest ticaret ve DTÖ kurallarına sıkı bağlılık vurgusu, Türkiye ile yapılabilecek daha kurumsal ticari ilişkilerin önünü açabilir. Örneğin: Türkiye-Çin arasında yerel para birimiyle ticaret ya da serbest ticaret anlaşması benzeri modeller bu çerçevede yeniden masaya gelebilir. Çin, tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye çalışırken Türkiye gibi bölgesel merkezleri daha fazla önemseyebilir.
Ancak dikkat edilmesi gereken bir diğer boyut şu: ABD ile Çin arasında yeniden kızışabilecek bir ticaret savaşı, küresel arz-talep dengelerini bozarak Türkiye gibi ülkelerde emtia fiyatlarında dalgalanma, ara malı temininde aksama ve finansal kırılganlık yaratabilir. Özellikle Çin-Türkiye dış ticaret dengesi zaten Türkiye aleyhine açık veriyorken, bu tür kriz dönemlerinde bu açık daha da büyüyebilir.
- Diplomatik Açıdan: Çin, Türkiye’ye bir nevi “ortak ses çıkarma” zemini sunuyor
Beyaz kitaptaki şu vurgu önemli: “Anlaşmazlıklar eşitlik temelinde ve karşılıklı fayda anlayışıyla çözülmelidir.” Bu söylem, Türkiye’nin son yıllarda savunduğu çok taraflılık, egemen eşitlik ve ekonomik diplomaside karşılıklı kazanım ilkeleriyle örtüşüyor. Çin burada, Türkiye gibi ülkelerle daha fazla ortak söylem üretme, belki BRICS+, Kuşak-Yol gibi çok taraflı platformlarda daha yakınlaşma arayışında olabilir.”
Öğütçü, Türkiye açısından bu gelişme ne anlama geliyor? Sorusunu ise şöyle yanıtlıyor: “Ticaret stratejisi açısından: Çin’in daha öngörülebilir ve kural bazlı bir ortak olma iddiası, Türkiye’nin Çin ile ekonomik bağlarını kurumsallaştırması için bir fırsattır. Ancak dış ticaret açığı, teknoloji transferi gibi yapısal sorunlar da göz ardı edilmemelidir.
Jeopolitik denge açısından: Çin’in ABD’ye karşı küresel sistemde alternatif liderlik iddiası, Türkiye’nin çok taraflılık vizyonunu güçlendirebilir. Ancak bu dengeyi ABD ile ilişkileri riske atmadan kurmak, ustalık isteyen bir diplomasi gerektirir.
Diplomatik mesajlaşma açısından: Çin’in beyaz kitabı, Türkiye’ye daha fazla “aynı dili konuşma” çağrısıdır. Bu, sadece ekonomi değil, küresel yönetişim, teknolojik dönüşüm ve yeni güç merkezleri açısından da Türkiye’nin masadaki yerini genişletebilir.”
Öğütçü değerlendirmesini şöyle noktalıyor: “İyi okunduğunda bu beyaz kitap, sadece Çin’in ABD’ye cevabı değil; Türkiye gibi ülkeler için de ‘yeni dünya düzeninde nasıl bir pozisyon almak istersin?’ sorusunu içinde taşıyor.”