Melek’in uzun bir şiire benzeyen hikayesi…

Binlerce kilometreyi aşan uzun bir şiir: Çin ve Türk kökenli bir kızın hikayesi. Çin ve Türkiye, dünya üzerinde iki kadim ve parlak topraktır. Doğu ve Batı medeniyetlerine gömülmüş inciler gibi eşsiz ışıklar yaymanın yanı sıra bünyelerinde ilham veren öyküler de barındırıyorlar… Melek Sarıtaş Çin’de dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edindi.

WANG SHANGYUQİ /CHINA TODAY TÜRKİYE –Bu öykülerden biri de Çin ve Türkiye kanı taşıyan melez bir kız Melek Sarıtaş’a ait. O’nun öyküsünde adeta binlerce dağı kapsayan uzun bir şiir kendine özgü bir şekilde dokunuyor.

Melek’in annesi Çinli, babası ise Türk’tür. Anne ve babasının aşk hikayesi, bir romanın sayfalarından fırlamış gibi görünüyor. Baba Pekin Üniversitesi’nde okumak için Çin’e geldiğinde annesiyle tanışmış ve ilk görüşte ona aşık olmuş. İki farklı kültürden gelen bu insanların sınırları aşan bir aşk hikayesi var. Aşkın gücü iki farklı kültürü birbirine bağlıyor. Melek iki dilli, iki kültürlü bir ailede büyüdü. Hem Çin hem de Türk kültürlerinden büyük ölçüde etkilendi.

Çin Yeni Yılı ile Ramazan arasında,Doğu ve Batı festivalleri arasındaki farkları öğrendi. Ayrıca ailesinin vesayeti altında bu eşsiz kültürel hediyeyi açık bir kalple anlamayı da öğrendi.Türkiye’de ortaokul öğrencisiyken, Melek sınıf arkadaşları tarafından genellikle bir “anomali” olarak görülüyordu.

Melek gülümseyerek “Hepsi benim bir ‘Kung Fu ustası’ olduğumu düşünüyordu” diye anlatıyor. Çin Kung Fu’su hakkındaki bu yanlış anlaşılmalar çocukluk anıları oldu. Biraz çaresizlikle karışık olsa da, Çin kültürünü yaymak için kalbine sessizce bir tohum ekti. Çünkü o sadece bir Türk çocuğu değil, aynı zamanda Çin ve Türk kültürleri arasında bir köprü olduğunu biliyor. Bu kimlik, ona hem gurur veriyor hem de omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklüyordu.

Dans kulübü’ne katıldı

Geleneksel Türk kıyafeti giyen Melek, Pekin Üniversitesi’nin 21. Uluslararası Kültürel Değişim Programı’na katıldı.

Liseden mezun olduktan sonra,Melek Çin’de okumaya karar verdi.Vücudunda akan kanın diğer yarısını keşfetmek istedi. Ailesinden etkilenen ve sosyal bilimlere büyük ilgi duyan Melek, Pekin Üniversitesi’nin Uluslararası İlişkiler programına başvurdu. Geleneksel Çin dansına olan sevgisi nedeniyle Pekin Üniversitesi Dans Kulübü’ne de katıldı. Melek için Pekin Üniversitesi’ne eğitim almak için gitmek sadece kendi köklerini aramak değil, aynı zamanda kültürel kaynaşmanın güzelliğine dair derin bir keşif oldu.

Bunun da ötesinde, dünyanın dört bir yanından arkadaşlar edinmiş. Melek “En yakın arkadaşlarım arasında bir Japon, bir Meksikalı, bir Moğol, bir Ermeni, bir Taylandlı, bir Endonezyalı ve bir Rus var. Onlardan çok şey öğrendim. Farklı yerlerden gelmemize rağmen hepimiz Çince iletişim kurabiliyorduk, bu da derin bir dostluk kurmamızı sağladı. Çince olmasaydı, arkadaş olma şansımız olmayabilirdi” diyor. Farklı renklere ve ırklara rağmen, bilgi arzusu ve yaşam sevgisinin insanlığın ortak dili olduğunu anlamasını sağlayan şey, arkadaşlarıyla buluşması oldu.

2024 yılında Melek Pekin Üniversitesi tarafından düzenlenen bir kültür festivaline katıldı. Ayrıca “Pekin Gecesi” programına da katıldı. Sonrasını Melek’ten dinleyelim: “ ‘Bingdao’ programı için bir hafta boyunca eğitim aldım. CCTV5 kanalı bu program hakkında haber yaptı. Bu faaliyetler sayesinde farklı ülkelerden birçok yeni insanla tanıştım ve farklı mutfakları denedim. Bu deneyimler bana nihayetinde kültürel farklılıkların o kadar da önemli olmadığını öğretti. Hepimiz benzer mücadeleler veren insanlar olduğumuz için, her türlü ayrımcılık veya nefret gereksizdir.”

Şiir gibi yaşam

Pekin Üniversitesi’ndeki eğitimi sırasında Melek çeşitli ders dışı etkinliklere aktif olarak katıldı.

Melek’in büyüme ve dönüşüm hikayesi adete bir şiir gibidir. Pekin Üniversitesi’nde arkadaşlarıyla Çinceyle hayallerini konuşuyor. Çin Dans Kulübü’nün sahnesinde Çin’in eski ve güzel efsanelerini anlatmak için beden dilini kullanmayı öğrendi. Deyimlerle ilgili kafa karışıklığından aşinalığa geçiş sürecini yaşadı. Ayrıca baharatlı yemek korkusuna cesurca meydan okudu. Her deneme, kültürel çeşitliliğin dünyanın en güzel manzarası olduğuna dair inancını pekiştirdi.

Melek’i hayali Çin ve Türkiye arasında bir kültür köprüsü olmak. İki ülkenin sadece İpek Yolu’nun tarihi köklerini paylaşmakla kalmayıp, aynı zamanda bugün dünya sahnesinde birlikte çalışma potansiyeline sahip olduğunu anlıyor. Sosyal medya aracılığıyla Çin ve Türkiye’nin tarihini, kültürünü, mutfağını ve manzarasını en canlı ve otantik şekilde dünyaya sunmayı planlıyor. Sonuç olarak, Çin ve Türkiye arasındaki iletişim ve anlayış teşvik edilecektir.

Melek ve arkadaşları farklı ülkelerden olmalarına rağmen, Çince ile derin dostluk kurdular.

Daha fazla insan bu iki büyüleyici ülkeye aşık olsun. Gelecekte, Melek’in ayak izlerini takip edelim ve bu renkli dünyayı açık bir yürekle kucaklayalım. Birlikte Çin ve Türkiye arasında binlerce dağ ve nehir boyunca uzun bir şiir yazacağız. Geleneksel Türk kıyafeti giyen Melek, Pekin Üniversitesi’nin 21. Uluslararası Kültürel Değişim Programı’na katıldı.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.