SARAY MÜZESİ’NİN ‘GAYRIRESMİ’ MUHAFIZ KEDİLERİ
- 11 Mayıs 2021
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategori: Son Yazılar

Saray Müzesi, Beijing merkezindeki eski imparatorluk kompleksi olan Yasak Kent’te bulunuyor. 1987’de UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilen Yasak kent, 27 bina, dört avlu ve ayrıntılı taş döşemelerinin bulunduğu bahçelerden oluşuyor.
(Sophia Dooly / Beijing Review)— Yasak Şehir veya Saray Müzesi’nin başıboş tüylü sakinleri, 2009’dan beri küresel sosyal medyanın ilgisini çekiyor. İmparatorluğun bazı evcil hayvanların torunları Saray Müzesi’nin duvarlarını aşamazken, sarayın paha biçilemeyen değerli ahşap yapılarını farelerden korumaları için çalışkan kedilere ayrıcalık tanınıyor.
2016 yılında yapılan sayımdan beri sayıları sürekli artan Saray Müzesi’ndeki kedi sayısı günümüzde 180 ile 200 arasında değişiyor. Kediler sarayda kendilerine sağlanan sağlık, barınma ve kedi mamasının yanı sıra turistlerden de bolca sevgi ve ilgi görüyor.
2018 yazında Yasak Şehir’i ziyaret ettiğimde, güzergahım ortalama bir Amerikalı turistinkinden biraz farklıydı, Beijing’in gittikçe azalan hutong bölgelerinden birinde, küçük bir otelde bütün bir ay boyunca tek başıma yaşadım.
Qing Hanedanının saray hizmetçilerinin tarihini araştırmak için boğucu sıcakta hergün evimden müzeye 20 dakikalık meşakketli bir yolculuk yapıyordum. Müzeye giderken yol üstündeki marketten aldığım pirinç cipsi ve taze sıkılmış portakal suyu ile kahvaltımı yapıyordum.
Sarayın çevresinden kalabalıklar arasından ön taraftaki yoldan turistik Meridyen Kapısı’ndan geçiyordum. Görevliler giriş için gerekli kontrolleri yaptıktan sonra eski Batı Refah Kapısı’nın altından geçen yolun duvarında ilerlemeye başladım.
Kapıdan girer girmez, sarayın dış duvarının yanında yer alan ve Qing imparatorlarının İmparatorluk Hanesi Dairesinin tüm tarihi kayıtlarını içeren Çin’in İlk Tarihi Arşivlerine gidiyordum. Buraya gelmeden önce Saray Müzesi’nin tarihi hakkında araştırmalar yapmıştım, hatta BBC’nin bir makalesini de okumuştum. Bu yüzden burayı görmeye kararlıydım.
SARAYIN GERÇEK “PATRONU”
Araştırmalar için Saray Müzesi’ne gidip gelmeye başladığım ilk iki haftada bu kedilere bir kez olsun göremediğim için hayal kırıklığına uğradım. Ancak üçüncü haftada batı kapısından geçerken, bir köşede sereserpe uzanıp keyif çatan bir değil tam üç kedi gördüm.
Yanlarından geçerken ‘merhaba kedicikler’ diye seslendim ama sarayın ‘gayriresmi muhafızı’ bu şımarık tüylüler beni gözmezden geldi. Bu şımarık kraliyet ailesi, beni görmek yerine, yanyana dizilmiş beyaza boyanmış kedi evlerinin hemen önüne serilmiş muşambanın üzerinde dinlenmeyi tercih etti.
Sonunda arşive gidip gelirken avluda, bambu bahçesinde oynayan başka kediler de görmeye başladım hatta bunlardan hafif tombul olanını evcilleştirmeye başladım. Sarı tüylü, mavi gözlü kedi bana dikkatli adımlarla yaklaşırkan sarayın gerçek “patronu” gibi görünüyordu.
Korkutucu görünümüne rağmen, arkadaş canlısıydı. Kulağının arkasını hatta göbeğini ovmamdan çok memnun kaldı. Onu bırakıp Saray Müzesi’nden çıkmak için yürümeye başladığımda, huysuz küçük bir prens gibi çıldırıp arkamdan öfkeyle miyavlamaya başladı.
Çin’in başkentine bir gezi yapmayı planlayan kedi meraklılarına sesleniyor. Bu kediler biraz dağınıktır. Ancak kesinlikle, sarayın bu ‘gayrıresmi’ sevimli muhafızlarıyla bir gün geçirmeye değer. ( *Yazar, ABD’den Beijing Üniversitesi’nin Yenching Academy bursiyeridir)