Yaşamı İpliklerle Nakşediyor

Çin’in doğusunda yer alan Jiangsu Eyaletinin Suzhou şehri, Çin ipek nakışının dört ana tarzından biri olan ünlü Su nakışının doğum yeridir. Bu nakışlar, paravanlardan giysilere, göz kamaştırıcı resimler hayatın her alana kadar çok çeşitli amaçlarla  kullanılıyor. Yukarıdaki görselde, binlerce yıllık bir sanat olan Suzhou ipek işlemesinden bir örnek görülüyor. 

WANG RUYING /CHINA TODAY — Suzhou nakışında günümüzdeki daha sade ve zarif bir eğilim öne çıkıyor. Suzhou’daki küçük, pitoresk bir kasaba  olan Zhenhu’da Suzhou nakış geleneği 2 bin yıl öncesine dayanıyor. Yaklaşık 20 bin sakininin yüzde 40’ından fazlası nakış işiyle uğraşıyor. Zhou Xiaojing de bunlardan biridir. Genç nakışçı çevik iğnesi ve iplikleriyle birçok büyüleyici sanat eseri yarattı.

Çocukluk Bağı

Xiupin Caddesi, Zhenhu’da 300’den fazla nakış dükkânı veya stüdyosunun sıralandığı büyüleyici bir kültürel caddedir. Zhou’nun stüdyosu da bu cadde üzerinde yer alıyor. Nakış, geleneksel olarak “geçimini sağlamak” olarak adlandırılan bu kasabanın can damarıdır. Nakış merkezinde büyüyen Zhou, bu kültürü genç bir kızken özümsedi. China Today’e  konuşan Zhou: “Büyükannelerim, annem ve ailedeki diğer tüm kadınlar nakış işliyor. Bu, buradaki kadınların geçimini sağlamak için güvendiği bir beceridir” diyerek “Beş veya altı yaşındayken annemden nakış öğrenmeye başladım. Nakış beni gerçekten büyülemişti, bu yüzden annem gibi ben de nakışı kariyerim haline getirdim” diye ekliyor.

Zhou Xiaojing nakış çerçevesinin önünde bir proje üzerinde çalışıyor.

Ancak Suzhou nakışında ustalaşmak kolay bir iş değildir. Hırslı bir nakışçının temelleri öğrenmesi genelde üç ila beş yıl, daha gelişmiş teknikleri edinmesi ise en az 10 yıl alıyor. Zhou “Bu zanaatı sevmiyorsanız, etrafında dolaşmanız kolay olmaz” diyor. Nitekim, düşük gelir, sıkı eğitim ve diğer faktörleri göz önünde bulunduran çocukluk arkadaşlarının çoğu, bu aile uygulamasını terk etmiş.

Zhou, becerilerini geliştirmek için üstesinden gelmesi gereken kişisel zorluklarla karşılaştı. Konularının gerçek özelliklerini konseptiyle birleştiriyor ve bu sürecin tekniğini geliştirdiğini düşünüyor. “Tekniğimi pratik yaparak geliştirebilirim ancak desenleri kumaş üzerinde gerçekçi göstermek zor. Bu beni bir süre rahatsız etti” diyor. Nakışlarını daha gerçekçi hale getirip, ilham almak için gerçek dünyayı incelemeye karar verdi. Zhou bu durumu şöyle açıklıyor: “Şakayık işlemek için gerçek olanların nasıl açıldığını ve yapraklarının nasıl kıvrıldığını gözlemledim. Bir su kasabasını işleyip, oradaki havayı hissetmek için antik bir kasabayı ziyaret ettim. Bir Japon balığı işlemek için bir Japon balığı satın aldım, görünüşünü ve suda nasıl hareket ettiğini inceledim.”

Zhou Xiaojing’in nakış şaheserlerinin çoğu dekorasyon olarak çerçevelenip asılarak sergileniyor.

“128 Tel” Mucizesi

Zhou’nun nakışlı Japon balığı- her iki tarafında dikiş bulunan çift taraflı nakış- internette viral oldu. İki balık sanki gerçekten suda yüzüyormuş gibi canlı görünüyor. En çarpıcı kısmı ise parlak renklerle parıldayan kuyrukları. Zhou bunun en sevdiği yaratımlarından biri olduğunu belirtiyor. Japon balığının zarif hareketlerini iletmek için son derece ince ipek iplikler kullanması gerekiyordu. Bu yüzden titiz bir deney yaptı. Tek bir ipek ipliği 128 ipliğe böldü ve nakışında bunlardan sadece birini kullandı.

Zorlu görevi tarif ederken “Bölünmüş iplikler inanılmaz derecede hafif ve incedir. Nakış yaparken derin bir nefes alırsanız, bunlar basitçe kaybolabilir” diyor. Sonra şunu ekliyor: “Ayrıca, dikişin gücünü kontrol etmeniz gerekir. Basınçta hafif bir dengesizlik bile ipliği koparabilir. Her şeyin üstüne, zarif, akıcı hareketlerin yanı sıra Japon balığının çok renkliliğini yaratmak için zengin bir renk paletine ihtiyacınız var. Ancak, ipliği 128 tele böldüğünüzde, neredeyse görünmez hale geliyorlar. Bu ince ipliklerle çalışırken, onları genellikle net bir şekilde göremiyordum, bu da gerçek bir sabır ve beceri testiydi.”

Ancak sonuç, birçok insanın çevrimiçi olarak Japon balığını övmesiyle memnuniyet verici oldu. Suzhou nakışı günümüzde cazibesinin çoğunu kaybettiğinden, çift taraflı Japon balığı çalışmasının bu kadar çok insan tarafından görülüp beğenilmesinden çok memnun. “Suzhou nakışını daha fazla insana tanıtmaya yardımcı oluyor” diyen Zhou: “Umarım çalışmalarım bu sanatı öğrenip, dikkat çekip ilham alan insan sayısını çoğaltır ve geleneksel el sanatlarımıza olan ilgiyi de arttırır” diye ekliyor.

Zhou Xiaojing’in “Akşam Ziyafeti” adlı nakış eserinde bini aşkın renk kullanıldı. (Zhou Xiaojing’in izniyle)

Koruma ve Yenilik

Zhou, Suzhou nakışının bu değerli geleneğin nesilden nesile aktarılması için zamana uyum sağlaması gerektiğini düşünüyor. Çalışmalarında korumayı yenilikle bütünleştirmeye çalışıyor. Bunu yapmak için çeşitli sanat akademilerinde kurslara katılıyor, farklı sanatsal tarzları keşfediyor. Nakışa modern unsurları entegre etmeyi de deniyor.

“Tarihsel olarak Suzhou nakışı daha çok geleneksel Çin resmi ve kaligrafi gibi temalara odaklandı. Günümüzde gençler minimalizmi seviyor,” diye açıklıyor Zhou. Dekoratif ürünler yaratmanın yanı sıra, günlük kullanıma yönelik ürünlere yapmaya odaklandı. Nakışını hem kullanışlı hem de estetik değeri olan şeyler yaratmak için kullandı.

Hem kullanışlılık hem de estetik değerler sergileyen Suzhou nakışları yaratmaya çalışan Zhou: ” Suzhou nakış öğelerini ekranlar gibi geleneksel ürünlerin yanı sıra, saç aksesuarları, küpelere, kulaklık kılıfları, telefon kılıflarına, giysi ve mobilyalara da uyguluyoruz” diyor.

2006 yılında Suzhou nakışı Çin’in ulusal somut olmayan kültürel miras öğeleri listesine dahil edildi. Sanatın birincil doğum yeri olan Zhenhu, işlerin yüzde 80’ini üretiyor ve nakış endüstrisinin yıllık üretim hacmi 1,5 milyar RMB’ye yaklaştı. Sanat ayrıca dünya çapında tanınırlık kazanıyor, çünkü seçkin ürünler yabancı devlet başkanlarına devlet hediyesi olarak veriliyor. Büyük devlet etkinliklerinde de kullanılıyor.

Yerel hükümet sanatı korumak ve geliştirmek için çabalarını artırdı. Zhenhu’da, araştırma, tasarım, üretim, patent başvuruları ve fikri mülkiyet koruması gibi tüm önemli çalışmalar yapılıyor. Bir nakış sokağı, nakış galerisi ve bir nakış sanatı sergi merkezinden oluşan endüstriyel kümeye de sahiptir. Yerel nakış ustaları da bu çalışmalara katkıda bulunuyor. Mevcut stüdyolar, geleneksel zanaatı modern unsurlarla harmanlama ve çalışmaları daha pratik ve çağdaş hale getirmenin yollarını araştırmaya devam ediyor.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.