ABD saldırısının altında bir “Çip” yeniği var

ABD’nin son Huawei saldırısı Çin’in çip üretimini hedef alıyor. Ama asıl zararı Amerika’da gerçekleştirilen çip üretimi görebilir. Haftalık Economist Dergisi’nin “Masum Yanlış Anlamalar” başlıklı haberinin geniş bir özetini sunuyoruz.

Öyle görünüyor ki ABD Huawei’ye taktı! Bunun tek nedeni, bazı Amerikalı politikacıların Çin devinin müşterilerin haberleşmelerini Beijing’in dinlemesine izin verdiğinden şüphelenmesi değil. 5G’de dünya liderleri arasında yer alan firma, aynı zamanda Çin’in teknolojik ve ekonomik yükselişinin bir sembolü ve Başkan Donald Trump bundan hiç hoşlanmıyor. Adalet Bakanı William Barr’ın ifade ettiği gibi, Huawei’nin 5G’de sağlayacağı üstünlüğün önüne geçilemediği takdirde ABD hakimiyetini Çin’e devretme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Washington, daha önce de Huawei’ye ABD’de imal edilen parçaların satışını yasadışı ilan etmişti. Buna Çin devinin bel bağladığı gelişmiş bilgisayar çipleri de dahildi. Fakat bu adım beklenen etkiyi yaratmadı; şirketler Amerika dışındaki fabrikalarından Huawei’ye yarı iletken malzeme satışını sürdürdü. 2019’da gelirleri yüzde 19 artarak 123 milyar ABD Doları’na ulaşan Çinli firmanın Amerikalı tedarikçilerden yaptığı alımlar da yüzde 70 büyümeyle 19 milyar ABD Doları’na ulaştı.

Dolayısıyla Trump yönetimi 15 Mayıs’ta aldığı kararla, satış yasağını çiplerin yanısıra bunların üretiminde kullanılan ve çoğu ABD’den üretilen araçları da içerecek şekilde genişletti. Böylece Taiwan Semiconductor Manufacturing Company (TMSC) gibi büyük mikroişlemci üreticilerinin Amerikan malı malzeme kullandığı sürece Huawei’nin tasarladığı çipleri dünyanın herhangi bir yerinde imal etmesinin önüne geçilmesi amaçlanıyordu. Huawei 18 Mayıs’ta yaptığı basın toplantısında, alınan bu kararın şirketin bekasını tehlikeye soktuğunu vurguladı.

Üç gün sonra, Çin Cumhurbaşkanı Şi Jinping, ülkenin teknolojik bağımlılığını azaltmak için 1.4 trilyon ABD Doları tutarında yeni yatırım yapılacağını açıkladı. Ancak Trump’ın tırmandırdığı çip savaşının amaçlananın çok ötesinde, hiç beklenmedik sonuçları olabilir. Öncelikle, yeni kural hedefi tamamen ıskalayabilir. Huawei telefonlarının ve baz istasyonlarının montajını fason imalatçılara yaptırıyor. TMSC’nin Huawei için ürettiği çipler doğrudan bu şirketlere gönderiliyor; Huawei’ye değil. Bitmiş ürünler de genellikle doğrudan Huawei müşterilerine yollanıyor. Huawei’nin kara listeye alınmış çiplerle hiç bir teması olmuyor. Hukuk uzmanları, yeni kısıtlamanın üçüncü taraflara yollanan ürünleri kapsamadığına dikkat çekiyor.

Uzmanlar yanılıyor olsa bile 412 milyar dolarlık yarı iletken sektörü öylesine küreselleşmiş durumda ki Amerikan hukukunun uzun kolu bile sektörün tamamını denetleyemede zorlanabilir. Ama daha da önemlisi, getirilen yeni ihracat kısıtlamaları, Amerikan çip üretimi sektörünün belli bir bölümünün Amerika’yı terketmesine yol açabilir. Dünyanın en büyük 12 yarı iletken firmasının tesislerinin sadece yüzde 20’si Amerika’da. TSMC, SMIC ve Samsung gibi Asyalı firmaların fabrikaları genellikle kendi ülkelerinde. Amerikalı çip üreticileri ve tedarikçileri bile yıllardır coğrafi çeşitlenme arayışı içinde.

Örneğin Huawei’nin de dahil olduğu müşterilerine kendi tasarladığı çipleri üretip satan Intel’in, 2019 itibarıyla, 55 milyar dolarlık fiziksel varlıklarının yüzde 35’i yurt dışında bulunuyordu. Bunun 8 milyar dolarlık kısmı İsrail’de, 4 milyar dolarlık bölümü de İrlanda’daydı. Ayrıca Intel’in Çin’de varlıklarının toplam değeri de 5 milyar dolar olarak hesaplanıyor ve Çin, aynı zamanda, Intel’in en büyük pazarı. Geçen yıl şirketin elde ettiği 72 milyar ABD Doları tutarındaki satış gelirinin 20 milyar ABD Doları Çin’den geldi.

Bir diğer örnek de Huawei için radyo frekansı çipleri üreten küçük bir Amerikalı şirket olan Analog Devices. Şirketin varlıklarının yarısı Filipinler, İrlanda, Singapur ve Malezya’da bulunuyor. Dolayısıyla firma Huawei’ye gidecek çipleri rahatlıkla bu ülkelerde üretebilir. Yeni getirilen kuralda belirsiz olan şey şu: Amerikalı firmaların ülke dışındaki tesislerinde ürettiği ekipman da “Amerikan malı” sayılacak mı?

Bu soruya evet yanıtı gelmesi halinde, TSMC gibi çip üreticileri alternatif tedarikçiler peşine düşecek. Bu da Amerikalı malzeme üreticisi şirketlerin Tokyo Electron ve Hitachi High-Technologies gibi Japon rakiplerine birden coğrafi bir rekabet avantajı sağlayacak. (The Economist’ten  çeviren Kaan ATALAY)



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.