BATI DEMOKRASİSİ: ZOR DURUMDA BİR DEMOKRASİ

Batılı uzmanlar ve akademisyenler, İkinci Uluslararası Demokrasi Forumu: Paylaşılan İnsani Değerler’de Batı demokrasisi ve Çin demokrasisi hakkındaki görüşlerini paylaştı.

CHINA TODAY TÜRKİYE /HUANG YUHAO — 28 Mart’ta ABD’de düzenlenen Demokrasi Zirvesi 2023, ev sahibi ülkenin kendi standardı ve hegemonyacı zihniyeti temelinde diğer ülkeleri otoriter olmakla suçlamaya yönelik en son girişimi. Böyle bir suçlama sağlam temellere sahip mi? Günler önce, 23 Mart’ta Beijing’de sona eren İkinci Uluslararası Demokrasi Forumu’nun katılımcıları, ki buna bazı Batılı ülkelerden gelen sesler de dahil, farklı düşünüyordu.

ABD bir çok kere Batı demokrasisini diğer ülkelere empoze edip durdu, ötekileri otoriter rejimler olarak etiketledi, hatta onlarla savaşacak kadar ileri gitti. Foruma video bağlantısıyla katılan Columbia Üniversitesi Profesörü Jeffrey Sachs, “Her yerde uygulanabilecek sihirli bir formül, tek bir kurum seti ve tek bir iyi yönetişim modeli yok, çünkü her ülkenin siyasi kültürü, kendine özgü yönelimleri ve ihtiyaçları ile siyasi kurumları şekillendirecek yerel ve tarihsel koşulları var” diye konuştu. Tam da bu ifade, forumdaki tüm katılımcıların vardığı görüş birliğini yansıtıyor: Demokrasi modelleri çeşitlilik arz eder ve demokrasi söz konusu olduğunda “herkese uyan tek” bir yaklaşım yoktur.

Lee Camp, Amerikalı bir yazar, komedyen ve Russia Today’in eski sunucusu. Camp, forum sırasında China Today’e şu değerlendirmelerde bulundu: “Farklı kültürlerin farklı değerleri var, ancak bu değerlerin çoğu örtüşmekte ve paylaşılmakta. Bu kültürel deneyimlerdeki farklılıkları anlamak önemli ve bunların tümü, sahip olunan demokrasi türünü ve neyin demokrasi olduğuna dair hisleri etkiliyor.”

Camp, ABD hükümetinin eylemlerini “Kendi ülkem demokrasiden yana olduğumuzu, demokrasi istediğimizi söylemekten hoşlanıyor ama gerçek şu ki amaçlarımıza hizmet etmeyen ülkelere gidip demokrasilerini ve medeniyetlerini alt üst ediyoruz. Bu, değerleri paylaşmak değil. Bu işbirliği değil. Bu sürdürülebilir bir dünya yaratmak değil. Bence tam da bu şekilde başarısız oluyoruz” sözleriyle eleştirdi.

Bu yılki forumun temasının da işaret ettiği gibi, demokrasi paylaşılan bir insani değer, ancak bu, her ülkenin aynı tür demokrasiyi benimsemesi gerektiği anlamına gelmiyor. Batı demokrasisi sadece bir demokrasi türü. Batılı ülkelerin ulusal koşullarına uyuyor, ancak başta Küresel Güney olmak üzere pek çok ülkenin koşullarına uymuyor. Benzer şekilde, Çin’in tam süreç halk demokrasisi, Çin’in ulusal koşullarına dayanıyor ve insan haklarını, örneğin Covid 19 salgını sırasında temel sağlık ve güvenlik haklarını, on milyonlarca insanı yoksulluktan kurtararak geçimle ilgili insan haklarını güvence altına alarak işe yararlığını ve başarısını ispatladı, ayrıca dünyada demokrasinin gelişmesine katkıda bulundu.

Batı demokrasisi ve Çin demokrasisi bir arada var olabilir ve olmalı. Geçmişte yaklaşık otuz yıl boyunca parlamento üyesi olan Britanya İşçi Partisi (Workers Party of Britain) lideri George Galloway’e göre, Batı demokrasisinin Çin demokrasisinden üstün olduğunu söylemek yersiz ve anlamsız. Galloway forumda görüşlerini şöyle ifade etti: “Çin, İslam’ın Sünni ve Şii mezheplerinin okulları olan Suudi Arabistan ve İran’ı bir araya getirmek konusunda, Batı egemenliğinin onlarca yılından daha fazlasını son bir kaç haftada başardı”.

SAHTE DEMOKRASİ

Uzun bir süre Batı, özellikle ABD, kendisini model demokrasi olarak sundu. Hal böyleyken Galloway, forumdaki konuşmasında Batı demokrasisinin özüne dikkat çekti: “Elbette şu ya da bu partiyi tercih edebilirsiniz, ancak her iki parti de aynı şeyi savunuyor ve ülke sınırları dışında temelde aynı neoliberal ekonomi ve emperyalizm programına sahipler.”

Fransa sokaklarında emeklilik reformlarına karşı düzenlenen gürültülü protestolar, İngiltere’de NHS hastanelerinin önünde oluşan uzun kuyruklar ve Amerikan okullarındaki kitlesel katliam sahneleri nedeniyle dökülen kederli gözyaşları, Batı demokrasisinin Batılı halklara fayda sağlamadığına dair ciltler dolusu şey anlatıyor.

Batı demokrasilerinin kendi iç meselelerine odaklanması gerekiyor. Jeffrey Sachs, “Amerikan toplumunda siyasi kurumlar şu anda iyi çalışmıyor, bunun nedeni kısmen kampanya finansmanı lobiciliğindeki büyük paraların siyasi sistemin büyük kısmını yozlaştırması. Kurumların yenilenmesi, düzgün işlemesi ve siyasi sistemlerin yozlaşmasına karşı mücadele etmesi gerekiyor” dedi.

Sussex Üniversitesi’nden Ordinaryüs Profesör Michael Dunford, Batı demokrasisine ilişkin endişelerini China Today’e şu sözlerle paylaştı: “Bence [Batılı] siyasi kurumlar halkı yüzüstü bıraktı ve siyasi seçkinler halkla temasını giderek daha fazla kaybediyor”.

“Batı’da insanlar temelde medyadan kötü haberler alıyor. Kentiniz hakkında kötü bir haber duyduğunuzda, aslında bunun çok yaygın olmadığını bilirsiniz. Bunu dünyanın başka bir yeri hakkında duyduğunuzda ise bunun yaygın olduğunu düşünme eğilimine giriyorsunuz. Bir çok sıradan insan bunu yanlış anlıyor. Medyadan gelen olumsuz bilgiler nedeniyle bu insanlar dünyanın diğer bölgelerindeki durumu tam olarak anlamaktan uzak” diyen Dunford, “Başka yerlere seyahat eden insanlar, gittikleri yerde gördükleri karşısında gerçekten şaşkınlığa uğruyor” diye sözlerini sürdürdü.

Lee Camp, bu tür önyargılı kampanyaların bir kurbanı. China Today’e aktardıkları şöyle: “Şirket medyası, hükümet nezdindeki kabul edilebilir anlatının karşıtı olan düşünceleri devre dışı bırakmak için özel bir çaba gösteriyor. Ağır baskı altında olmamın nedeni bu. Aynı şekilde ana kanallarımın hepsi silindi. Çünkü özellikle hükümetimizle el ele çalışan şirket medyasının ve tüzel varlıkların bu karşıt anlatıları susturması gerekiyor.”

GÜVENSİZLİK OYU

Barışçıl bir dünyaya sahip olmak için Batı demokrasilerinin, Çin’in tam süreç halk demokrasisi de dahil olmak üzere diğer demokrasi türleri ile bir arada yaşamanın yollarını bulması gerekiyor. Son bir kaç yılda ABD ticaret savaşları başlatmak, Xinjiang’daki insan haklarına ilişkin durumu tahrif etmek, diğer pek çoklarının yanı sıra Çinli teknoloji şirketlerine yaptırım uygulamak yoluyla Çin’in kalkınmasını kontrol altına almaya çalışıyor. Ayrıca Irak gibi diğer sözde “demokratik olmayan” ülkelerde savaş başlattı veya bu savaşları kışkırttı; Amerikan demokrasisinin ikiyüzlülüğünü ortaya koyan bu tavır dünya genelinde halklar tarafından eleştirildi.

Buna karşılık, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 15 Mart’taki ÇKP ile Dünya Siyasi Partileri Üst Düzey Diyalog Toplantısı’nda Küresel Medeniyet Girişimi’ni önerisini ortaya attı: “Barış, kalkınma, eşitlik, adalet, demokrasi ve özgürlük tüm halkların ortak özlemleri. Ülkeler, farklı medeniyetlerin değer algılarını takdir etme konusunda açık fikirli olmalı ve kendi değerlerini veya modellerini başkalarına empoze etmekten ve ideolojik çatışmayı körüklemekten kaçınmalı.” Girişim, gelecekte farklı demokrasilerin birlikte nasıl gelişebileceğini gösterdiği için forumun pek çok katılımcısı tarafından desteklendi.

Dunford, “Böyle bir girişim çok önemli çünkü diğer medeniyetlere saygı duymayı içeriyor. Farklı medeniyetler, insanlığın çeşitliliğine muazzam katkılarda bulundu. İnsanlar bu farklılıklara saygı duyarak yaşamalı ve birlikte yaşamanın, işbirliği yapmanın, sorunları tartışmanın ve çözmenin yollarını bulmalı” tespitini yaptıktan sonra sözlerini şöyle sürdürdü: “Batı medeniyeti dayanışma duygusunu yeniden keşfetmeli. Batılı ulusların da diğerleri gibi sadece ulus olduğunu kabul etmeli. Yani Batı medeniyeti, bu dünyayı başka ülkelerle paylaşan sıradan ülkeler olduklarını kabul etmeye başlamalı.”

Forum sırasında China Today’e konuşan ABD merkezli Global Interactions’ın kurucusu ve CEO’su Jerrie Ueberle, Çin’in tam süreç halk demokrasisiyle ilgili olarak, “Gerçekten övgüye değer ve etkisi uzun soluklu olacak. Çin ve Amerika dünyanın geleceği için en büyük umut. İki ülke arasında çatışma ve cepheleşme görmek beni gerçekten üzüyor. İki ülke birbirini dinlemeli, kendi bildiğini okumaktan vazgeçmeli ve Çin-ABD dostluğu konusunda sabırlı ve ısrarlı olabilmeli” değerlendirmesini yaptı.

Çin ve ABD insanlığa iki tür demokrasi kazandırdı. İkinci Uluslararası Demokrasi Forumu’nun katılımcıları, Batı demokrasisinin tek doğru demokrasi modeli olduğunda ısrar etmenin ve bu tür bir demokrasiyi diğer ülkelere inatla empoze etmenin tamamen yanlış olduğu konusunda hemfikirdi.

İkinci Uluslararası Demokrasi Forumu’nun “Demokrasi ve Medeniyetin Çeşitliliği” temalı paralel oturumu Beijing’de düzenlendi.
Öğrenciler, Tennessee eyaletinin Nashville kentinde silah karşıtı March for Our Lives gösterisi için Eyalet Meclisi Binası önünde toplandı.


Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.