Gezginler “Tatile arabamla giderim” diyor

Covid-19’un turizme ve tatil tüketicisinin davranışlarına nasıl yansıyacağına ilişkin yapılan ankete katılanların yüzde 79’u yurtiçinde bile uçakla seyahat etmek istemediğini, yüzde 54’ü ise uzaklara sadece kendi arabasıyla gidebileceğini söyledi.

Semih ERKEN– Magma Global’den uzmanlar, seyahat kısıtlamalarının iki ay sonra kalkacağı varsayımıyla bir anket yaptı. ABD’den 1.955 kişiyle yapılan ankette tatilcilere çeşitli sorular yöneltildi. Tüketicilerin anketin sorularına verdiği yanıta baktığımızda uzak tatillerin epey bekleyeceğini görüyoruz. Şöyle ki, insanların yüzde 79’u yurtiçi bile uçmak istemediğini belirtmiş.

Anketin sonuçlarına baktığımızda, her yeri karış karış gezilmesi gereken Avrupa’nın ciddi kredi kaybettiğini görüyoruz. Paris’in her yeri, Prag’ın akşamları, Münih’te bira festivali, Budapeşte’nin romantik sokakları, Londra’daki saraylar, Roma’nın ristorante’leri…Bunların çoğu artık belli bir süre sadece anı ya da hayallerimizde olacak gibi. Ankete katılanların yüzde 7’lik bir kesimi Avrupa’ya uçabileceğini beyan ederken, yüzde 42’si de Avrupa’ya ancak ‘aşı bulunduktan sonra’ uçarım dedi.

Asya’da durum vahim

Asya’da durum nedir? Anketten çıkan sonuç Uzakdoğu için durumun daha da vahim olduğuna işaret ediyor. Ankete katılanların sadece yüzde 3’lük bir kesimi “uçarım “derken, yüzde 66’lık büyük bir çoğunluk ise ancak aşı bulunduktan sonra Japonya’nın bahçeleri, Çin seddi, Güney Kore’nin alışveriş sokakları, Tayland’ın tropikal sahilleri ve çılgın Hong Kong geceleri için uçabileceklerini söylemiş.

“Yüzen tatil köyleri” olarak da bilinen lüks dev yolcu gemileri de korkarım şimdilik tarihe karışacak. Ankete katılanların yüzde 61’lik bir kesimi bir daha “asla” uzun yol gemisine binmeyeceğini beyan ederken, yüzde 26’ı ise aşıyı bekleyecekmiş. E geriye ne kaldı ki?

Uzaklara arabamla gidebilirim

Ankete katılanların yüzde 54’ü, uzakta tatile sadece kendi arabasıyla gidebileceğini belirtti. Yüzde 65’i ancak 4-5 ay sonra bir restorana gidebilirmiş, hatta yüzde 12’lik bir kesim aşı olmadıkça restorana da “kesinlikle gitmem” diyor. Yüzde 86’sı spor etkinliği ya da konsere gitmeyecekken, yüzde 42’si bir konferansa katılım için aşıyı bekliyor. Rakamların neler söylediğinin farkında mıyız?

Gelelim üstteki rakamlara rağmen halen cesur olup da seyahate çıkanların tercihlerine. Seyahati tek başına gezi-tozma ile sınırlı değil, mecburi iş seyahatlerini de içeren geniş bir anlamında kullanıyorum.

 

Seyahat acentasını görmek istemiyorlar

Ankete katılanların yüzde 74’ü bundan sonra tatil satın alırken, arada bir seyahat acentasını görmek istemediklerini belirtti. (Başlı başına önemli olan bu konuyu başka bir yazıda ele alacağım.)

Yüzde 73’ü butik otel tercih edecek, yüzde 51’i mümkünse özel ev ya da villada konaklamak istiyor. Yüzde 60’ı uluslararası bilinen bir markayı, yüzde 96’sı da mutlaka temiz oteli tercih edecekmiş.

Otel tercih edenlerin yüzde 80’i de rezervasyonlarını diledikleri zaman iptal etme seçeneğini sunan marka otellere yönelecekmiş. Ankete katılanlar önemli ayrıntıları da belirtmiş. Örneğin, “insan teması mümkün mertebe az olsun”, “oda temizliği 3-4 günde bir yapılsa iyi olur” demiş.

Sonuç olarak; insanoğlu büyük bir sınavdan geçiyor. Anlaşılan, hayatta kalabilmek için işine bile gidemeyenlerin seyahate çıkmaları biraz zaman alacak. Tüm hesaplarımızı buna göre yapalım.

Sağlıkla kalın…



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.