KÜRESEL TEDARİK ZİNCİRLERİ NEDEN ÇİN’İ TERK ETMİYOR?

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Çin’e karşı Joe Biden yönetiminde de devam eden insafsız kampanyasına rağmen Çin’in ABD ile ticareti büyüyor.

(CGTN / Tom Fowdy)–Bloomberg’de geçen hafta yayınlanan bir yazıda belirtildiği üzere “Donald Trump tarafından konan geniş gümrük vergilerinin etrafından dolaşmanın yollarını ararken ve Çin piyasasından kopmayı teşvik etmek için tasarlanan güce karşı hareket ederken, ABD-Çin ticareti virüs ve gümrük vergileri sanki hiç olmamış gibi büyüyor.”

Wuhan’da görülen Covid-19 salgını bile ana akım medya tarafından Çin’in bir tedarik zinciri riski olduğunun bir kanıtı olarak gösterildi, ama fazla sürmeyen bir deneme olduğunu söylemeye bile gerek yok. Böylece, 2021’e gelindiğinde, bunların hiçbiri olmadı. Çin’in küresel tedarik zinciri içindeki yeri siyasi tehditlere rağmen güçlü ve demir gibi olmaya devam etti.

Bloomberg’in yine birkaç ay önce bildirdiğine göre, “Avrupa şirketlerinin Çin’deki operasyonlarını genişletmeyi planlayanların oranı geçen yıl yüzde 51 iken bu 2021’de yaklaşık yüzde 60’a çıktı.” Bu bizi şu soruyu sormaya yönlendiriyor, neden bu kadar çok kişi Çin ve ticaret hakkında yanılıyor? Neden kopma olmuyor? Ve ucuz emek ve potansiyel kapasiteleri nedeniyle Çin’e alternatif gösterilen Vietnam ve Hindistan gibi ülkeler oyunu değiştirmede neden gerçekten başarılı olamadı?

Konuyu anlamak için ilk olarak gelin öncelikle “tedarik zincirinin” ne olduğuna bakalım. Bir tedarik zinciri, genellikle coğrafi uygunluk nedeniyle ortak bir ekonomik unsur ya da üretim araçları etrafında bir araya gelen bir dizi yerelleşmiş ve birbirine bağlanmış şirketler, işler ve hizmetler dizisidir.

Bir tedarik zinciri sadece kendi kasabasında faaliyet gösteren tek bir fabrika değildir, çünkü sanayi böyle çalışmaz. Bir fabrikanın çalışmak için bir çok şeye ihtiyacı vardır, örneğin yedek parçalar, araçlar, bileşenler, ham maddeler ve ilgili uzmanlığın yanı sıra ilişkili altyapıya. Bir fabrikanın hem satın uygun fiyatlı hem de yeterli mallar üretme yeteneği, basitçe orada çalışmak için kiralanacak insanların sayısına değil, bütün bu faktörlere bağlıdır. Bu başarılı bir tedarik zincirini kurmanın yıllar alacağı ve kapsamlı bir yatırımı gerektireceği anlamına gelir.

Sonuç olarak, Çin eski Trump yönetimin koyduğu gümrük tarifelerinin hedefi olduğunda, şirketlerin basitçe bavullarını toplayıp, “daha ucuz” oldukları için Hindistan ve Vietnam gibi yerlere gideceği şeklinde çok yanıltıcı bir söylem vardı. Ama işler asla bu kadar basit değildir. Elbette, Çin ekonomisi geliştiği ve küresel değer zincirini bir üst seviyeye taşıdığı için, karmaşık parçalara gerek duymayan çok basit, düşük kaliteli ve ucuz mallara için ucuz yerler arayan doğal, işin yönlendirdiği bir istek vardır.

Örneğin, Vietnam ve Hindistan tekstil ya da saç fırçası gibi düşük kaliteli ve ucuz imal edilen mallar için uygundur. Ama bir bütün olarak geniş ürün yelpazesinde Çin’e rakip olacak bütünleşmiş bir tedarik zincirine, kaynaklara, teknik bilgiye ve altyapıya sahip değiller.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.