SALGINDA KOLEKTİVİST ASYA KAZANDI, BİREYCİ BATI KAYBETTİ

Dünya çapında ülkelere göre koronavirüs vakası ve can kayıplarının sayısını inceleyince ilginç bir manzara ortaya çıkıyor. Hem ölümler hem de yeni vaka sayıları listesinin başında dünyanın çeşitli bölgelerinden, nüfusa göre herhangi bir kalıbın olmadığı ülkeler bulunuyor.

(Paul Stapleton /China Daily)–Ama listeyi baştan aşağı, biraz dikkatle inceleyince, ortaya şu açık manzara çıkıyor; dünyanın belirli bölgelerinin salgınla nasıl iyi mücadele ettiği, bazı ülkelerin listede kalabalık nüfusları dolayısıyla beklenenden daha alt sıralarda olduğu görülüyor. Bu ülkeler arasında, Çin, Japonya, Güney Kore, Singapur ve Vietnam var.

Çin’in virüsü kontrol altına almak için uyguladığı sert önlemler hükümetin salgının kontrolünü sağlayabilmesini yansıtsa da, burada listelenen diğer ülkeler nüfusları üzerinde çok daha az ya da çok kontrole sahip olmalarına rağmen Kanada, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere’ye kıyasla salgın sırasında dikkate değer ölçüde iyi bir performans gösterdiler.

MASKE TAKMA KÜLTÜRÜ

Doğu Asya’nın görece başarılı olmasıyla ilgili sık duyulan açıklamalardan biri, bu bölgede yaşayan insanların maske takma kültürleri ile ilgili. Japonya ve Çin’in Hong Kong bölgesinde 30 yıla yakın yaşamım içinde soğuk algınlıklarını yaymaktan kaçınmak için maske takan insanlar görmeye alıştım. Şu anda, her iki yerdeki bağlantılarım Kanada’nın Toronto kentinden yazarken gördüğüm günlük maske takma davranışlarıyla ilgili gözlemlerimin tam tersine, oralarda maske takmayan birinin çok nadir görüldüğüne garanti veriyorlar.

Ancak, maskelerin virüsün yayılmasını önlemeye yardımcı olmakta başarılı olması kadar, maskelerin bu toplumların inançları ve davranış biçimleri hakkında yansıttığı şey daha önemli olmalı. Başka bir deyişle, maske takmak daha derin bir şeyi temsil ediyor. Bu geri plana bakarak, bizim üçüncü dalgamız Toronto’ya ulaşırken, Doğu Asya’daki insanlardan daha fazla acı çekmemiz şaşırtıcı değil.

Rakamlara bakmak hikâyeyi anlatıyor. 7 milyon nüfusla büyük Toronto bölgesinden çok daha küçük bir alana sıkışmış olan Hong Kong şimdi dördüncü dalgayı yaşıyor. Ama bu dalga bizim dalgalarımızdan çok farklı bir yapıya sahip. Şu anda Hong Kong’un “dalgası” ortalama olarak bir günde 10’dan daha az yeni vaka yaratıyor ve salgının başından bu yana toplam 200’den biraz fazla insan virüsten öldü. Yine Çin’de Makao ve Taiwan’da daha iyi durumda. Bu arada üçüncü dalgasını yaşayan Toronto’da bir günde bine yakın yeni vaka tespit ediliyor ve toplam ölü sayısı Hong Kong’daki ölü sayısından 10 kaz daha fazla.

Ülkelerin karşılaştırılması da benzer bir hikâye anlatıyor. Kanada’nın Covid-19 ölü sayısı 23 bini geçmişken, Kanada’nın nüfusunun üç katı nüfusa sahip Japonya’da ölü sayısı bu rakamın üçte biri kadar. O zaman maskenin ötesinde, Doğu Asya ülkelerin neden salgın sırasında çok daha başarılı oldu? Bu sorunun bir yanıtı bu toplumların kolektif yapısı ile ilgili.

İŞ BİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR

Bu toplumlarda doğumdan itibaren çocuklar otoriteye itaat ve grup dışına çıkmaktan kaçınacak şekilde büyütülüyor. Bütün Japonların bildiği “çıkan çivi çakılır” deyimi çok fazla bireycilik gösteren çocuklara bir uyarı hizmeti yaparken, ayrıca grup uyumu ve iş birliğinin önemine işaret ediyor.

Kanada’da, 5 yaşındaki çocukların evlerinden bir oyuncak getirdikleri ve bunu sınıfa anlattıkları “göster ve anlat” adlı normal bir kreş aktivitesi bireyler üzerine odaklanır. Burada, çocuk erken yaştan başlayarak bireyciliğini göstermenin iyi ve önemli olduğunu öğrenir. Birinin kendi fikrini söylemesi erdem olarak görülür.

Bu örnekler basitleştirici ve hatta klişe gibi görülebilirse de, bunlar bir ölçüde bizim daha sonraki yetişkin olarak davranışlarımızı yansıtır. Öyleyse, bir yıl önce Hong Kong hükümeti kente gelen ziyaretçilere 14 ila 21 günlük karantina uyguladığı zaman, başından itibaren bu virüsün kontrol altına alınmasında büyük bir rol oynadı. Ancak hükümetin böyle katı bir karantina koyabilme gücü bir ölçüde toplumlarının tolerans ve beklentilerini yansıtıyordu.

Bunu Kanada’nın bir yıl sonra yurt dışından gelen ziyaretçilere uyguladığı yetersiz 3 günlük karantina ile karşılaştırın. Bizim şimdi İngiltere, Güney Afrika ve Brezilya’dan gelen öldürücü virüs varyantları ile uğraşmamıza fazla şaşmamalı.

Kanada hükümetinin savunmasında yabancı ziyaretçileri izlemekteki çok ürkek yaklaşımı onun bireye dayalı nüfusunun isteklerini yansıtıyor olabilir. Eğer Kanada, Hong Kong Özel İdari Bölgesi hükümeti gibi davransa ve daha önce daha katı koşullar getirseydi, belki de hükümet karşıtı bir öfke ortaya çıkardı.

Birçok şekilde, Batı’daki çocukların çocukluktan itibaren beslendiği bireyciliğe odaklanmak topluma faydalı oldu ve yaratıcılık geliştiği için bu bizim büyük güçlerimizden biridir. Ancak sorun, bir salgın sırasında, bireycilik bizim Aşil topuğumuzdur. Şimdi grup iş birliğine ihtiyacımız var.



Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.