ŞANGHAY’DA  BİR BAŞYAPIT HAZİNESİ

Shanghai’da düzenlenen “Altı Yüzyılın Büyükleri: Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’dan Başyapıtlar” adlı özel sergi, Batı’da kültürün, yaşam tarzının ve toplumsal manzaranın son 600 yılda geçirdiği dönüşüme dair derinlikli bir kavrayış sunuyor. Girişte sergilenen eserlerinin söz konusu sanat devrimi boyunca izini takip eden kronolojik bir çizelge de yer alıyor.

ZHANG HUI / CHINA TODAY — 2023 yılı Çin metropolü Shanghai’da bir dizi göz kamaştırıcı kültürel alışverişle geçti. 17 Ocak’ta Shanghai Müzesi’nde “Dünyayla Diyalog” sanat ve kültür eserleri sergi serisinin ikinci ayağı olan “Botticelli’den Van Gogh’a: Ulusal Galeri Başyapıtları” ile açılışı yapan belediye, yıl boyunca çok sayıda eski ve yeni Avrupa sanat eseri sergisine ev sahipliği yaptı.

Pudong Sanat Müzesi’nde (PSM) 22 Haziran’da ziyaretçilerle buluşan “Altı Yüzyılın Büyükleri: Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’dan Başyapıtlar” özel sergisi de 12 Kasım’a kadar devam etti. Sergilenen başyapıtlar Rönesans’tan bu yana geçen 600 yılda Batı’da kültürün, yaşam tarzının ve toplumsal manzaranın yaşadığı dönüşüme dair derinlikli bir kavrayış sunuyor.

İspanya’nın Madrid kentindeki Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi’nin genel müdürü Evelio Acevedo, China Today’e verdiği özel röportajda, “Sergi, Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’nın koleksiyonunda bulunan 70 tablodan oluşan bir seçki. Stil, tür ve sanatsal akım çeşitliliği olarak müzenin temel karakteristiklerini yansıtan eserler arasında Raphael, Rubens, Canaletto, Courbet, Manet ve Van Gogh gibi sanat tarihi ikonlarının imzasını taşıyan Avrupa ve Amerika’dan portreler, manzaralar, natürmortlar ve diğer türden çalışmalar yer alıyor” dedi.

Bu, Çin’de düzenlenen ilk Thyssen-Bornemisza sergisi. Ayrıca, Acevedo’nun verdiği bilgiye göre, “‘Altı Yüzyılın Büyükleri’ ulusal müzenin bu büyüklükteki bir resim koleksiyonunu İspanya dışında sergilediği ilk etkinlik”.

Museo Nacional Thyssen-Bornemisza (Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi), Museo Del Prado (Prado Müzesi) ve Museo Nacional Centro de Arte Reina Sofia (Reina Sofia Ulusal Sanat Merkezi) ile birlikte Madrid’in ünlü “Altın Sanat Üçgeni”ni oluşturuyor.

Acevedo, 1992’de Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi’nin kurulduğu dönemde Alman ve 17. yüzyıl Hollanda resim okullarının yanı sıra empresyonizm, Alman dışavurumculuğu ve Amerikan resim okullarının da İspanya müzelerinde yeterince temsil edilmediğini anımsattı.

Acevedo’nun verdiği bilgiye göre, “Madrid’deki Thyssen Müzesi zamanla—geniş İspanyol sanatı koleksiyonuyla ünlü ve 12. yüzyıl ile erken 20. yüzyıl arasındaki Avrupa sanatının en seçkin koleksiyonlarından birine sahip olan—Museo del Prado’da ve—İspanya’nın 20. yüzyıldaki en büyük iki ustası Pablo Picasso ve Salvador Dali’nin muhteşem koleksiyonlarının yanı sıra başka pek çok ünlü sanatçının eserlerini de barındıran—Centro de Arte Reina Sofía’da sergilenen koleksiyonların tamamlayıcısı haline geldi”.

DEĞİŞİMİ YENİDEN DEĞERLENDİRMEK

Thyssen koleksiyonundaki bazı başyapıtlar, ziyaretçilere Batı resim tarihinin 13. yüzyılın sonu ile 20. yüzyıl arasındaki dönemine kapsamlı bir bakış sunuyor. Acevedo, “Bu, son 600 yılda Batı’da yaşamın ve toplumun geçirdiği değişimi yeniden değerlendirmek için iyi bir imkan” diye konuştu. Sergi, Thyssen’in koleksiyonundaki kıymetli eserlerin çoğunu içeriyor—bunların arasında Leonardo da Vinci ve Michelangelo ile birlikte Yüksek Rönesans döneminin üç büyük ustasından biri olarak kabul edilen İtalyan ressam Raphael’e atfedilen “Genç Bir Adam Portresi” de bulunuyor.

Eserde süjenin teninin saydam tonları, beyaz gömleği ve kahverengi samur pelerini ile pembemsi duvarın kontrastı, gök ve yer arasındaki doktrinsel uyumu yoğunlaştırıyor. Flaman Barok geleneğinin muhtemelen en seçkin sanatçısı olan Peter Paul Rubens tarafından 17. yüzyılın başlarında yaratılan “Venüs ve Aşk Tanrısı” tablosu, Venüs’ün oturur haldeki kısmi önden görünümüne ek olarak Cupid’in aynasında yüzünün bir kısmının arkadan yansıdığı gerilimi yüksek bir kompozisyon sunuyor.

18. yüzyıl Venedik ekolünün önemli bir temsilcisi olan İtalyan ressam Canaletto’nun “San Vio, Venedik’te Büyük Kanal” tablosu, topografik doğrulukla 1720’lerin Venedik’inin ve çevresinin panoramik bir görüntüsünü barındırıyor. Renkteki ince efektler ve nüanslar, suyun yeşile çalan tonu ile gökyüzünün masmavi kütlesi arasındaki kontrastı ortaya çıkarıyor. Tablo aynı zamanda günlük sosyal yaşamın canlı ayrıntılarını da mükemmel bir şekilde yakalıyor. “Arles’da Rıhtım İşçileri”, Hollandalı post-empresyonist ressam Vincent van Gogh’un kalın, uzun fırça darbeleri ve belirgin renk kontrastlarına yönelerek puantilist ve empresyonist yöntemlerden kaçındığı üslup değişikliğini açıkça ortaya koyuyor.

MODERN YAŞAMI RESMETTİ

Belki de en dikkat çekici olan, modern yaşamı resmeden ilk 19. yüzyıl sanatçılarından biri olan Fransız modernist usta Edouard Manet’nin “Atlı Kadın, Tam Yüz” (L’Amazone) tablosu. 2011 yılında Paris’teki Musée d’Orsay’da düzenlenen “Moderniteyi İcat Eden Adam Manet” adlı sanatçıya adanmış solo retrospektif serginin başlıca eseri olan tablo, etkinlik afişinde kullanılan ana görseldi ve Fransa’da bir zamanlar sansasyon yaratmıştı. Eserde Manet’nin ışık kullanımı, izlenimcilikten ziyade, renkli yüzeylere, ana hatlara ve dokulara yaptığı vurguyla ifade ettiği parlaklık arayışının altını çiziyor.

“Altı Yüzyılın Büyükleri” sergisi, Batı resminin kronolojik bir incelemesini içeren sekiz bölümden oluşuyor. Portre ve manzara, Hollanda ve Amerikan resmi, empresyonizm, ekspresyonizm ve Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’nın özellikle dikkat çektiği ilk avangardlar gibi türler, sanatçılar, ekoller ve akımların tümü sergide yer alıyor. Pudong Sanat Müzesi’nin ikinci katındaki sergi, Batı başyapıtları ile yerel izleyicileri arasındaki diyaloğun ana sahnesini oluşturan bin 600 metrekarelik bir alan üzerine kurulu. İleri ve titiz bir aydınlatma tasarımı, söz konusu 70 eseri izleyiciye etkileyici bir deneyim ve derin bir bağ kurma olanak tanıyan bir atmosferde sunuyor. Acevedo’nun China Today’e yaptığı değerlendirmede belirttiği gibi, “Bu alanda dolaşan izleyiciler, başyapıtların her detayını incelemekle kalmayıp eserlerin yansıttığı dönemin benzersiz coşkusunu da özümseyecek”.

PSM, zamanın ve mekanın ötesindeki bu olağanüstü yolculuktan en iyi görsel deneyimin elde edilmesini sağlamak için önemli eserlerin detaylı bir şekilde anlatıldığı zengin içerikli bir rehber hazırladı ve ücretsiz olarak ziyaretçilerin kullanımına sundu. Girişte ayrıca, sergilenen eserlerin söz konusu sanat devrimi boyunca izini takip eden kronolojik bir çizelge yer alıyor. Acevedo, “Zaman çizelgesi, Rönesans’tan başlayarak resmin belli başlı tarz ve ekollerinin anlatımını ve dönüşümünü içeriyor; böylece ziyaretçilerin Batı sanatının gelişimini farklı perspektiflerden daha iyi anlaması sağlanıyor” diye konuştu.

En iyi şekilde bilgilendirici olmayı amaçlayan sergide skenografik düzenlemeler resimlerdeki önemli unsurların ve detayların alıntılanıp daha rafine değerlendirmeler için büyütülmesi suretiyle hem izleme deneyimini zenginleştirecek hem de zaman çizelgesini yansıtacak şekilde bilinçli olarak tasarlandı.

50’NCİ YILA ÖZEL SERGİ

Çin ile İspanya arasında diplomatik ilişki kurulmasının 50. yıldönümü kutlamalarının bir parçası olan özel sergi, Çinli izleyicilere gerçekten de İspanya’ya gitmeden Batı’nın başyapıtlarını görmek için mükemmel bir fırsat sunuyor. Tsinghua Üniversitesi Sanat ve Tasarım Akademisi profesörü Zhang Gan China Today’e yaptığı değerlendirmede, “Batı sanat tarihinin farklı dönemlerine ait en seçkin ve sembol konumundaki bazı ustaların eserlerini içeren sergi, Çinli izleyicilere Batı sanatını kavramak için ender bir fırsat sunuyor” tespitini yaptı. Çağdaş Çin resimleri üzerinde Batı sanatının büyük etkisi olduğunu teyit eden Zhang, Batı sanatının iyi anlaşılmasının Çinli izleyicilerin çağdaş Çin sanat eserlerini de daha iyi kavramasını sağlayacağının altını çizdi.

Profesör Zhang’a göre, Çin’de kültürel alışverişlerin ve yabancı sergilerin artması, hem Çin medeniyetinin kapsayıcılığını hem de ülkenin yabancı kültürlerin mükemmel unsurlarını özümsemeye hazır olduğunu ortaya koyuyor. Ve bu, aynı zamanda, söz konusu temaslara ve sergilere imkan veren gelişmiş kültürel olanaklarıyla Çin’in kültürel bir güç olarak yükselişinin de göstergesi. Acevedo, müzenin Çinli ziyaretçilerine verdiği büyük önemi vurguluyor ve Çinli sanat meraklılarının hem müzedeki Batılı sanat koleksiyonunun keyfine varmak hem de kendi özgün çalışmalarında bu eserlerden ilham almak için İspanya’daki Thyssen Müzesi’ne akın etmesini bekliyor.

Müze, sergilenen tabloların isimleri ve açıklamalarına Çinceyi de ekleyerek, daha fazla sayıda Çinli ziyaretçiye hitap etmek için özel tedbirler geliştirdi. Ayrıca Çinli ziyaretçilerin kendilerini daha fazla evinde hissetmesini sağlamak için Çin geleneklerine aşina ve Çince konuşan rehberler sergide görev alıyor.

Acevedo, Çin ile İspanya arasında artan kültürel alışverişlere atıfta bulunurken, mart ayında Cumhurbaşkanı Xi Jinping tarafından önerilen ve medeniyetlerin çeşitliliğine saygıyı ve halklar arasında güçlü alışveriş ve işbirliğini savunan Küresel Medeniyet Girişimi’ni desteklediğini özellikle ifade etti. Acevedo, “(Ülkeler arasındaki) ticari ve siyasi yakınlaşmanın yanı sıra halklar arasındaki kültürel yakınlaşma, bizle birlikte sonraki nesillerin de hak ettiği daha iyi bir gelecek için temel öneme sahip” dedi.

Zhang, “Kültürel alışverişler hiç şüphesiz farklı medeniyetlerden insanları gerçekten yakınlaştırabiliyor. Çin’in kültürel özgüveni aynı zamanda açıklık ve kapsayıcılıkta somutlaşıyor, zira Han ve Tang hanedanlarının kültürel refahına mükemmel yabancı kültürel unsurların özümsenmesinin eşlik ettiğini görüyoruz” diye konuştu.

Thyssen koleksiyonundaki bazı başyapıtlar, ziyaretçilere Batı resim tarihinin 13. yüzyılın sonu ile 20. yüzyıl arasındaki dönemine kapsamlı bir bakış sunuyor.
Serginin açılış gününde ziyaretçi bir tablonun fotoğrafını çekiyor.
“Altı Yüzyılın Büyükleri: Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’dan Başyapıtlar” özel sergisi Shanghai’daki Pudong Sanat Müzesi’nde 22 Haziran’da kapılarını açtı.
Hollandalı ressam Vincent van Gogh’un 1888 yılında yaptığı “Arles’da Rıhtım İşçileri” tablosunda Rhone Nehri’nin parlak gün batımı sırasındaki görüntüsüne yer veriliyor. (Fotoğraflar PSM’nin izniyle)
Shanghai’daki Pudong Sanat Müzesi’nde düzenlenen “Altı Yüzyılın Büyükleri: Museo Nacional Thyssen-Bornemisza’dan Başyapıtlar” özel sergisinin afişleri.
San Vio, Venedik’te Büyük Kanal” tablosunda İtalyan ressam Canaletto, 1720’lerde Venedik’in ve çevresinin panoramik bir görüntüsünü sunuyor.


Yazar: Kerem Kofteoglu
1963’te Mardin’de doğdu. İlk ve lise eğitimlerini İstanbul’da tamamladı. Dünya gazetesinde Reklam Bölümü'nde işe başladı. Sonra İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nı takip eden muhabirlerden biri oldu. Daha sonra sırasıyla Hürriyet Gazetesi’ne bağlı haftalık Ekonomist Dergisi ve Sabah grubunun Para dergisinde çalıştı. Bir dönem Turizm Yazarları Derneği’nin (TUYED) Başkanlığını yürüten Köfteoğlu, halen çeşitli dergilerde serbest gazetecilik yapıp, bazı kurumlara basın ve turizm danışmanlığı hizmeti veriyor.