Yeniden yapılanma fırsatı!
- 30 Nisan 2013
- Yayınlayan: Kerem Kofteoglu
- Kategoriler: Makalelerim, Son Yazılar

Türkiye’nin turizmde hem bölgesinde hem de dünyada ortalamanın üzerinde büyüdüğü bir gerçek. Son yıllara ilişkin rakamlar incelendiğinde bu net olarak görülüyor.
1985-2005 yıllarını kapsayan döneme, kamunun sektöre verdiği teşvik destekleri, sektör temsilcileri tarafından oluşturulan ulusal bayraklı charter filoları, yurtdışında kurulan tur operatörlerinin yaptığı pazarlamalar ve konaklama tesislerinin yerli firmalar tarafından işletilmesi gibi gelişmeler damgasını vurdu.
Ancak, turizmde işlerin her zaman bu şekilde gideceğini sanmak yanlış olur. Niketim, dünya turizm otaritelerine göre, şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz… Bu dönemde kamu, özel sektör kısaca herkesin yeniden toparlanıp, gelen dalgaya göre yapılanması şart!
Yeni dönemde kamu, sektör temsilcileri ve yatırımcıların neler yapması gerektiğine ilişkin Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin (WTTC) yaptığı bir rapor var. WTTC uzmanları bu raporu 2003’te “Yeni Turizm Planı” başlığıyla hazırladı.
Raporun girişinde, çeyrek milyar insana iş imkanı yaratan turizmdeki gelişmelerin rasgale gelişmelere bırakılmaksızın herkesin yararına uygun hale dönüştürülmesi gerektiği hatırlatılıyor.
Seyahat endüstrisi ekonomiye güç veriyor. Gelişmeleri kamçılayıp istihdam yaratıyor. Bu özelliklerinden dolayı, seyahat endüstrisinin toplumun ve yerel ekonomilerin ortak çıkarlarıyla bağdaştırılması gerekiyor. Bu saptamalardan sonra Rapor, atılması gereken adımları şöyle özetliyor:
1- Hükümetler seyahat ve turizmi birinci öncelik olarak görmeli.
2- Ticaret; turizm ekonomisini insanlar, kültür ve çevreyle dengelemeli.
3- Endüstrideki sürec uzun vadeli bir gelişme ve refah olarak paylaşılmalı.
Bu süreçte yeni bir bilinçlenmeye ihtiyaç olduğuna yer verilen WTTC Raporunda, “Planlama bütünlüğünü sağlanmazsa, sektördeki gelişme durur” deniyor. Turizmde yeni bir hareket çağrısı yapılan Raporda hükümetler, sektör temsilcileri ve yatırımcıların yapması gerekenler de sıralanıyor.
Buna göre, hükümetler yeni turizmi yoluna sokabilecek bileşik ve akıcı iş örgütlenmesi yapılanmalarını ortaya koyarak piyasanın geliştirilmesinde liderlik yapmalı. Seyahat ve turizmi ciddi düzeyde politikalarla stratejik bir milli seviyeye çıkarmalı. Turizmi; gelişmeyi destekleyen tüm politika ve kararların bir unsuru haline getirerek, ticaret piyasası ve vatandaşların ortak çıkarlarına uygun işlerliğe kavuşturmalı.
Sektör temsilcileri stratejik düşünceyi, turizmin herkesin yararına bir şekilde geliştirilmesi için kullanmalı. Ürün çeşitliliğini ve hacmini, kazancı ve sosyal değerleri artıracak şekilde geliştirmeli. İş hayatındaki sosyal sorumlulukların en verimli şekillerde kullanılacağı, yaratıcı yönetim tarzının yaygınlaşmasını sağlamalı.
Yatırımcılara gelince…Onlar da gelişme imkanlarını yakalamak için birlikte hareket etmeli. İstihdamdan gelişmeye gidilecek şekilde – insan unsuruna dayalı- bir turizm gelişmesini gerçekleştirmeye odaklanmalı. Gelişmeye engel konuların ortadan kaldırılması için birlikte hareket etmeli. Altyapı eksikliklerinden kirlenmeye ve sağlık ile güvenlik konularında yetersiz mevzuatların düzeltilmesinde üzerlerine düşeni yapmalı.
Yukarıda özetlenen gelişmeler ışığında Türk turizminin de yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğu su götürmez bir gerçek. Bu aralar kuş gribinden dolayı yurtdışından gelen işaretler Nisan ayına kadar ciddi bir gelişme olmayacağına işaret ediyor. Ne dersiniz, bu süre, yeniden yapılanma, yeni bir turizm planının çerçevesini oluşturmak için fırsat olarak kullanılamaz mı?
31-01-2006