Çin, AB’nin En Önemli Ticaret Ortağı Haline Geldi

Avrupa Birliği’nin (AB) istatistik kuruluşu Eurostat, Çin’in 2020’nin ilk yedi ayında, ABD’yi geçerek AB’nin en büyük ticaret ortağı haline geldiğini söyledi.

Avrupalı ​​şirketler, Dünya Bankası tarafından bu yıl pozitif büyüme elde etmek için öngörülen tek büyük ekonomi haline gelen Çin pazarına büyük güven duyuyor. Çinli işletmeler ise COVID-19 pandemisinden etkilenen AB’nin ticaret ortamından duydukları endişelerini dile getirdiler. İş insanları, iki taraf arasındaki sorunlara çözüm arayıp, gelecekte ikili iş birliğini derinleştirmek için açık fikirli ve olumlu bir tutum izlenmesi gerektiği çağrısında bulundu.

Eurostat, AB’nin Çin’den yaptığı ithalatın Ocak-Temmuz döneminde yıllık bazda yüzde 4,9 arttığını belirtti. Almanya Federal İstatistik Ofisi’ne göre, AB’nin en büyük ekonomisi olan Almanya’nın 2016’dan beri en büyük ticaret ortağı olan Çin, bu yılın ikinci çeyreğinde ilk kez ABD’yi geride bırakarak Almanya’nın en büyük ihracat pazarı oldu.

Almanya Ticaret ve Yatırım Ekonomik Kalkınma Ajansı Çin uzmanı Katharina Viklenko, temmuz ayında Almanya’nın Çin’e yaptığı ihracatın istikrarlı bir şekilde gelişmesini Xinhua’ya değerlendirdi. Çin’in COVID-19 salgınıyla karşı karşıya kalmasına rağmen, Alman ekonomisi için önemli olduğunu söyleyen Viklenko, temmuz ayında sekizde birinin veya Alman ithalatının çoğunun Çin’den geldiğine dikkat çekip, Çin ekonomisinin pandeminin ortasında toparlanma yolunda olduğunu belirtti.

Tamamlayıcı ekonomik avantajlar

Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) tarafından yayınlanan yakın tarihli bir araştırmaya göre, salgın küresel ticareti vururken Çin, Alman ekonomisi için “ihracat hedef ülkesi” olma yolunda ilerliyor. Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü Gao Feng, Çin-Alman ticaretinin hızlı gelişiminin yalnızca iki ülkenin sağlam ikili ilişkilerinden ve tamamlayıcı ekonomik avantajlarından değil, aynı zamanda Çin’in sürekli açılımından da yararlandığını söyledi.

Almanya’nın birçok ihracat pazarındaki durumu kötüleşirken, IW’nin kıdemli ekonomisti ve Makroekonomik Analizler ve İş Çevrimleri Araştırma Grubu Başkanı Galina Kolev, “Çin ekonomisi şimdiden ihtiyatlı bir iyimserlikle ileriye bakıyor” diyor. Kolev, pandemi sırasında uluslararası standartlara göre nispeten yüksek kalan Çin ekonomik büyümesinin Çin’i “cazip bir ihracat pazarı” haline getirdiğini söyledi.

Bunun yanı sıra, DSV nakliye şirketinin Barselona şubesinde Stratejik Hesaplar ve Demiryolu Direktörü Jorge Valera’ya göre Çin, salgın sırasında İspanya’nın en büyük ticaret ortaklarından biri oldu. Valera, Xinhua’ya verdiği özel röportajda “Şüphesiz, korona virüs salgını sırasında en büyük ortağımız Çin’di.  Tedariklerin çoğu, yüzde 100 olmasa da büyük çoğunluğu Çin’den geldi” açıklamasını yaptı.

Güçlü yatırım güveni

Çin-AB yatırım anlaşması müzakerelerini hızlandırma taahhüdü Müzakerelerin 2020 içinde sonuçlandırılması hedefliyor. Ayrıca hem Çin hem de AB’nin ticaret, ekonomi ve yatırım alanlarında iş birliğini genişletme konusundaki ortak çabalarında başarılar elde etti. Nitekim, salgının ortasında bile, AB Çin’e büyük bir yatırım güveni gösterdi. lman otomotiv üreticisi Volkswagen Group’un bir yan kuruluşu olan Volkswagen Group China (VGC), 2020’den itibaren Çin’de e-mobiliteye ortak girişimleriyle birlikte yaklaşık 15 milyar Euro (17,5 milyar ABD doları) yatırım planladığını açıkladı.

VGC yaptığı açıklamada, Volkswagen Grubu’nun aynı dönemde küresel e-mobilite geliştirme için daha önce duyurduğu 33 milyar avronun (38,7 milyar dolar) üzerine yatırımın geldiğini söyledi. VGC CEO’su Stephan Woellenstein, şirketin Çin’in 2060’dan önce karbon nötrlüğü için bir iklim hedefi duyurusunu çok takdir ettiğini belirterek “goTOzero stratejimizle bunu başarmayı hedefliyoruz. Volkswagen, ülkenin elektrifikasyon ve karbon nötralizesine yönelik çabalarında aktif bir ortak olmaya kararlıdır” diye ekledi.

Eylül ortasında Çin’in Liaoning Eyaletinin kuzeydoğusundaki Shenyang kentinde Alman otomobil şirketi BMW Group’a bağlı yeni bir pil merkezinin açılması, AB’nin Çin pazarına olan güveninin bir başka kanıtıdır. Burası, şirketin üretim ağında beşinci nesil yüksek voltajlı pilleri üreten ilk merkezi olarak öne çıkıyor. Şirketin sözcüsü Xinhua’ya verdiği demeçte, “BMW’nin Çin’deki uzun vadeli stratejisine sadık kalıyoruz ve büyük ölçekli yatırımlarımıza bağlıyız. BMW’nin en büyük pazarına, özellikle e-mobilite ve dijitalleşme konusunda yeni ürünler ve teknolojiler sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Bazı endişeler var

Avrupalı ​​şirketler Çin’e yatırım yapma konusunda hevesli olmalarına karşın, Çinli şirketlerin de AB’ye yatırımlarını eklemeye hazır olmasına rağmen iş yapmayla ilgili bazı endişeleri var. Çin Ticaret Odası’nın Avrupa Birliği (CCCEU) ve küresel ortağı Roland Berger tarafından ortaklaşa yürütülen  anket için görüşülenlerin Çinli şirketlerin yüzde 60’ı Çin’deki genel iş ortamında “hafif bir düşüş” olduğunu belirtti.

Anket, görüşmecilerin yüzde 60’ının daha fazla yatırım yapmayı düşündüğünü, yaklaşık yüzde 20’sinin AB’de iş yapma kolaylığı iyileşirse yatırımlarını “önemli ölçüde” artırmayı planladığını ortaya koydu. Anketin sonuç raporunda, “AB-Çin Kapsamlı Yatırım Anlaşması müzakerelerini bu yılın sonuna kadar tamamlamak için AB’nin Çin ile yakın bir şekilde çalışacağını umuyoruz” diye yazıldı.

Yaklaşık bin Çinli şirketi temsil eden Brüksel merkezli CCCEU, Eylül ve Haziran’da yayınlanan yabancı sübvansiyonlarla ilgili AB belgesinin blokta faaliyet gösteren Çinli şirketlere yasal engeller oluşturabileceğinden endişelerini dile getirdi. CCCEU Başkanı Zhou Lihong, Çin ve AB’nin kapsamlı stratejik ortaklıklarının sağlam ve istikrarlı bir şekilde gelişmesini teşvik ettiklerini belirtti. Barış içinde bir arada yaşama, açıklık ve iş birliğine bağlı kalınmasına vurgu yaptıktan sonra, çok taraflılığın desteklemesi, diyalog ve istişarenin sürdürmesi gerektiğini söyledi.

Çin’in AB Misyonu Başkanı Zhang Ming ise Avrupa Parlamentosu’nun dışişleri komitesinin Eylül ayı sonlarındaki toplantısında yaptığı konuşmada, AB milletvekillerini Çinli işletmelerin endişelerini ciddiye almaya ve bunların düzgün bir şekilde çözüme kavuşturulması  yönünde çağrı yaptı. Çin’in Dünya Bankası raporundaki iş yapma kolaylığı sıralamasının son üç yılda 78. sıradan 31. sıraya yükseldiğini vurgulayan Zhang, Çin ve AB’nin eşit şartlar alanında önemli ilerleme kaydettiğini söyledi.  (Kaynak: Zhu Sheng, Li Jizhi,  ve Pan Geping /XINHUA)